Hristiyanlığın temelleri, Hristiyanlık üzerine yazılmış basit ama özet niteliğinde kitapların başında gelen bir eser. Bu eser Hristiyanlığın yoğun olduğu ülkelerde de temel bilgiyi almak için okunan bir kitap.
Hristiyanlık hakkında şunu söylemeliyim: Ben, özellikle Kudüs civarından çıkıp Tarsuslu Pavlus ile günümüzdeki konumuyla Türkiye topraklarından dünyaya yayılmış olan ve İslam dininin de temeli olarak kabul ettiği iki semavi dinden biri olan bu dini, bizim halkımızın anlaması ve bu dini inanca karşı bilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü farklı fikirleri ne kadar öğrenirsek o fikirleri benimseyenleri anlama kapasitemiz de kendi yaşadığımız inancın temellerini iyice oturtmamız da o denli bir yükseliş gösterir. Semavi dinlerin temellerini de daha iyi öğrenmeliyiz. Çünkü öğrendikçe aslında bu görüşten olan kişilerin İslam üzerine fikirlerinin doğruluğu, Hristiyanlıkta olan ancak onların da sizden öğreneceği ve günümüzün insan haklarıyla çelişiyor mu diye sorgulanacak ayetlerin varlığı gibi konularda daha bilinçli hale gelebilirsiniz. İsa'nın görüşlerini daha yakından tanıyabilirve İslam ile Hristiyanlığın benzeştiği o çoğu noktayı kulaktan dolma bilgilerle değil kendi okumalarınızla öğrenebilirsiniz.
Özetle; Hristiyanlığı öğrenmek, temellerini anlamak ve bu sayede kendi görüşlerimizi daha sağlam pekiştirmek için güzel bir kitap. Sonrasında dinler üzerinde inceleme genişleterek inanç temellerinizi olabildiğince daha sıkı hale getirebilirsiniz :)
''Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten kaynaklanır ve insanı kirletir (Markos 7:21-23)
Onuncu buyruk bir bakıma hepsinden daha açıklayıcıdır. Yalnızca dış yaşantımızı ilgilendirir gibi gözüken Yasa'yı iç benliğin yargıcı durumuna getiriyor. Devletin yasası hırsızlığı yasaklayabilir ama göz dikmeye bir şey diyemez. Şöyle ki, açgözlülük kişinin iç yaşamıyla ilgili bir durumdur. Şehvetle zinanın, kin beslemeyle insan öldürmenin
On Buyruk'un son beşi gerçek sevgide var olması gereken "başkalarının haklarına saygı" ilkesini tanımlamaktadır. Bu buyruklara karşı gelen kişi, karşısındaki insanın en değerli zenginlik kaynaklarını soymuş, yaşamını (öldürmeyeceksin), aile mutluluğunu (zina etmeyeceksin), malını mülkünü (çalmayacaksın) ve şimdi de saygınlığını, onurunu (yalan yere tanıklık etmeyeceksin) çalmış oluyor.
Dokuzuncu buyruk yalnızca mahkemede yapılan yeminli yalanı kapsamıyor. Her türlü iftirayı, yalanı, kasıtlı abartmayı, yıpratıcı dedikoduyu ve gerçeğin çarpıtılmasını içine alıyor. Kötüleyici söylentileri yaymakla olduğu kadar dinlemekle de yalan tanıklık yaparız. Başkasının zararına sert şakalar yapmakla, yanlış izlenimler yaratmakla, kasıtsız olsa bile yanlış haber düzenlemekle, sözlerimizle olduğu gibi sessizliğimizle de bu buyruğa karşı gelebiliriz.
Hırsızlık yapmak, bir başkasına ait olan herhangi bir şeyi haksız yere ele geçirmek demektir. Bu yasa kişinin parasını ya da malını çalmaktan başka, bin bir türlü şekilde çiğneniyor. Vergi ve gümrük kaçakçılığı hırsızlıktır. İşyerinde beklenenden az süre çalışmak da hırsızlıktır. Dünyanın fırsatçılık dediğine Tanrı bazen hırsızlık diyor. İşçilerini fazla çalıştıran ve eksik maaş veren patron bu buyruğa karşı gelmiş olur. Tüm işlerinde sürekli titizlikle davranan, en ufak ayrıntısına kadar dürüstlükle hareket eden kim var aranızda?
Olumsuz yönden verilmiş bu buyrukların olumlu yönden düşünülmesi ve uygulanması gerekir. Adam öldürme suçundan gerçekten temiz olabilmek için başkalarının sağlıklarını ve yaşamlarını korumak amacıyla elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Aynı şekilde, zina eyleminden sakınmak yeterli değildir. Her iki cinsin öbürüne karşı her zaman doğru, sağlıklı, saygılı bir tutum takınması gerekir. Kaldı ki açgözlü ya da cimri kişi hırsızlık yapmamakla övünemez. Pavlus hırsızın hırsızlıktan vazgeçmekle yetinmemesini söylüyor. Eskiden hırsızlık yapan kişinin doğru dürüst çalışmayı öğrenmesi gerekir. Hatta kendi elleriyle ekmeğini kazanmakla kalmayıp gereksinmesi olan başkalarına verebilecek duruma gelmesi isteniyor.