Okumak, hapishane hayatının bir parçasıydı, tıpkı çalıp söylemek, "ah çekip" derinlere dalıp gitmek gibi.
Kitap, özellikle siyasiler için ekmek kadar önemli bir ihtiyaçtı. Kitapları, kitapsızlar biraz da saygı ve istekle izlerdi.
Dört duvarların gördükleri bizim gördüklerimizin ve tahmin edebileceklerimizin çok üstündedir. Ha bir yıl, ha on yıl ya da müebbet... Farklı olan, rakamlardır. Kaybolan günlerin, haftaların, ayların ve yılların hesabını kim yapabilir?