Hukuk Komedyası

Faruk Turinay

Hukuk Komedyası Posts

You can find Hukuk Komedyası books, Hukuk Komedyası quotes and quotes, Hukuk Komedyası authors, Hukuk Komedyası reviews and reviews on 1000Kitap.
Başkasına yargıçlık etmeye hakkın olmadığını asla unutma. Çünkü suçluyu yargılayan yargıç kendisinin de karşısında duran kadar suçlu olduğunu, o adamın işlediği suçta belki herkesten çok sorumlu olduğunu bilmelidir. Saçma görünmekle beraber gerçektir bu. Çünkü ben doğru bir insan olmuş olsam karşıma bir suçlu çıkmayacaktı belki." Hukuk Komedyası, Faruk Turinay
Hukukun psikoloji ve edebiyat ile yan yana gelmesine karşı duyulan şaşkınlık azaldıkça adalet yeryüzüne inmekle kalmayacak,ete kemiğe bürünecektir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
“Zalimliğin ruhu ile okumanın ruhu bağdaşsaydı,çok korkardım.”
Sayfa 123Kitabı okudu
Günlük hayatında kendi halinde yaşayan masum biri herhangi bir sebeple hapse girerse,çiçeği burnunda,yeni kazandığı “mahkum” sıfatıyla bu insan hiç umulmayacak kadar kısa sürede “içeri”nin şartlarına uyum sağlar,sihirli bir değnek dokunmuşcasına bambaşka bir hale bürünebilir.
Sayfa 114Kitabı okudu
“Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor” dizesinin o harika şairi Oktay Rifat…
Bir yerde, sözü o zamanlardaki düzene getirir: “Adalet kendi amaçlarını güder, şimdi olduğu gibi çıkar ve iltimas amacıyla bulandırılmaya, lekelenmeye, hırpalanmata cesaret edilemezdi.”
Reklam
John Locke’un devletin kuruluşu ile ilgili kuramına bakılırsa, bir zamanlar herkes kendi hakkını kendisi arıyordu. Fakat, günün birinde, bu serbestlik kamu düzenini bozacak düzeye ulaştı. Bu yüzden, insanlar, bir toplumsal sözleşme yaparak özünde herkesin sahip olduğu cezalandırma yetkisini münhasır şekilde üçüncü makama, devlete terk ettiler. Böylece, devlet, toplumdaki cezalandırma ihtiyacı sayesinde varlığını kazandı ve ihkak-ı hak uygulaması, yerini, merkezi, resmi yargılamalara bıraktı.
Hukuk ve Edebiyat hiçbir zaman düşünmekle yetinmez, daima uygular ve üretir. O yüzden, “Almanca yerine Fransızca konuşur”. Bu deyim, düşünmekle yetinenler ile uygulayanların farkınınifade etmektedir. Fransızca konuşmak, Fransızların teorik tartışmaları aşarak devrim yapacak bir ruha sahip olmalarından hareketle pratiğe eğilimli olmayı, Almanca konuşmak ise sonsuz soyut spekülasyonlarla sarmalanmış Alman felsefesini imleyerek teorinin sınırlarından dışarı çıkamama halini karşılamaktadır.
Avukat, açıklama ya da savunma yaparken, hem hukukun gereklerini yerine getirmekte, hem de edebi bir ürün yaratmaktadır.
Hukuk ve Edebiyatın birbiriyle ilişkisinin niteliği, katkı değil, ancak karşılıklı bir ihtiyaç olarak kabul edilebilir.
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.