Gerçekten, yazılı kurallara boyun eğmekten insanlar için ne önemi taşıdıklarına bakmadan onların sözcüklerini aynen uygulamaktan başka bir kaygısı olmayan hakimler; hukukun, olayların özellik ve ayrılıklarına ve böylece de yaşama uyacak bir biçimde fonksiyon görmesine engel olurlar. Bu ise; adalet işlerini yaşam ve insanlığa düşmanca duygusuzlaştırmak, canlılığını yitirmek ve bürokrasiye düşmek tehlikesi ile karşı karşıya bırakır.
''Bossuet' nin dediği gibi, herkesin istediğini yapabileceği yerde hiç kimse istediğini yapamaz, efendinin bulunmadığı yerde herkes efendidir, herkesin efendi olduğu yerde herkes esirdir
Her insanın kendine has bir görüş tarzı vardır. Hatta aynı adam, aynı şeyi, ayrı ayrı zamanlarda başka başka şekillerde görüyor. Böyle olunca da bir kanunun ruhu, hakimin doğru veya hatalı mantık mülâhazalarına bağlı kalacaktır.
"Bossuet'nin dediği gibi, herkesin istediğini yapabileceği yerde hiç kimse istediğini yapamaz, efendinin bulunmadığı yerde herkes efendidir, herkesin efendi olduğu yerde herkes esirdir."