İslam Hukuk Düşüncesi Üzerine

Hukukun Ahlaki Boyutu

Wael B. Hallaq

Hukukun Ahlaki Boyutu Quotes

You can find Hukukun Ahlaki Boyutu quotes, Hukukun Ahlaki Boyutu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hakikaten, Kur'ani ahlak ve ahlaki kozmoloji, kabile Araplarının sahip olduğu zaten güçlü ahlaki ve dini sistemle bir rekabet içine girmiş” ve bu yüzden ciddi anlamda ikna edici ve daha üst düzey bir sistem sunmak zorunda kalmıştır. Kur'an'ın ahlaki malzemesi bu sebeple bütüncül bir ahlaki sisteme, metafiziği de içeren bir kozmolojiye dayanmıştır. Aslında, bu kozmolojinin kendisinin teoloji, teosofi ve metafiziğin kategorilerini aşan, kapsayıcı bir ahlaki sistemin bir parçası olduğu da iddia edilebilir. Kozmolojiyi bu en geniş anlamıyla ele aldığımızda, Kur'an'ın en azından birinci sınıf bir ahlaki kozmoloji teorisi sunduğunu öne sürebiliriz. Yani Kur'ani kozmoloji sadece derin bir şekilde ahlaki değildir, aynı zamanda hem kalıp hem de içerik olarak ahlaki bir ağla örülmüştür.
Yegâne hükümran olarak Tanrı'ya inanmak demek, Izutsu'nun yerinde tespitiyle, o anda “davranışla ilgili bütün bir pratik kodu”1!6 kabul etmek demektir. Bu ilişkinin doğrudanlığı, yine iddia ediyorum ki, ister Hume'un psikolojisi, ister Kant'ın kategorik önermesi isterse Schopenhauer'ın irade ve şefkati olsun, psikolojik ve epistemolojik açıdan Aydınlanma'daki bütün metafizik ahlak temellerinden üstündür. Ahlaki kozmolojinin yönetimine yansıdığı şekliyle Tanrı'nın gücünün sınırsızlığı; ahlak kurucu modern devlet, ideoloji ve “saf” akıl gibi yapay güçlerin karşısında durmuş ve bugün hâlâ durmaya devam eden bir ahlak hukuku için kaynak teşkil etmektedir. En azından şu önermenin doğruluğunu göstermeye bile gerek yoktur: Yeni Müslüman inanan için, tek Tanrı'ya inanmak ve iman etmek (/aith ve belief, her ikisi de iman kelimesine dâhildir), otomatik olarak belli bir davranış biçimini içeren güçlü bir psikolojik zemin olmuştur.
Reklam
Kur'an'ın ahlaki bir kozmoloji teşekkül ettirdiğini kabul edersek ki kabul etmeliyiz, içindeki “doğrudan hukuki” Ögelerin, tümden daha büyük ve aslında kozmik ahlaki düzenin türevleri olduğunu kabul etmek zorunda kalırız. Bu düzende, -modern söylemde algıladığımız hâliyle“hukuk” ahlakın tabiidir. Bireyler ve tikeller gibi dinlerin de yegâne olduğu, önemsenebilecek herhangi bir açıdan gerçekten benzer olamayacakları konusunda Nietzsche gibi ısrarcı olmalıyız.176Bu şu anlama gelir ki, başka herhangi bir din veya kültürün standartlarını, hele seküler modern Avrupa'nınkileri kesinlikle İslâm'a ve onun Kur'an'ına uygulayamayız. Ahlaki bir fenomeni, “doğrudan hukuki” değer taşıma şeklinde bir kavramsal ölçü ile yargılamak, zaten yeterince ciddi bir problem olan, bir ahlak anlayışının-ya da burada bir kültüründiğerini yargılaması problemini daha da alevlendirir.179
Sayfa 110Kitabı okudu
Modern öncesi İslâmi söylem ve pratikte, Kur'an'ınki de dâhil olmak üzere, hukuki olanla ahlaki olan, ikili kategoriler olarak kabul edilmiyordu. Bu yüzden, Kur'an'ın, Peygamber onu ilk almaya başladığı andan itibaren oynamaya başladığı “hukuki” rolü takdir edebilmek için, neyin hukuki ve neyin ahlaki olduğuna dair ayrımla ilgili çizgilerden ve sınırlardan kendimizi kurtarmamız gerekir. Sınırlar bugünkü modern dünyamızda çizmeye giriştiğimiz şekillerin hiçbiri ile mevcut değildi.
Akıbetler kanunu, bu şekilde, iyinin en üst derecesine ulaşmanın hizmetine sunulmuş olan doğa kanunudur. Hayat ve yaşamak gerçekte nihai imtihandır, zira Kur'an insanın neden yaratıldığı hususunda bol miktarda açıklama yapar: “Biz insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir ziynet yaptık”97 Cehalet, imtihanın önemini kavramakta bazı insanların başarısız olmasına sebep olarak —tövbe etmek ve sıratı müstakime”98 girmek için her zaman ikinci bir şans verilmesine rağmen onları bu gerçekten uzaklaştırabilir. Ad ve Semud gibi umutsuz kavimler, öbür dünyada herhangi bir izah getirmelerinden önce akıbetlerinin anlatılabilmesi için, bu dünyada hemen cezalandırılmışlardır.”98 Böyle durumlarda, doğa kanunları, bu dünyada iyinin yüceltilmesi ve aynı zamanda kötünün ortadan kaldırılması amacına hizmet edecek şekilde düzenlenir: İyilik yapanlar (muslihün) —doğal yolla sulanan-bol ürün veren topraklardan mutlu bir hayat, sağlıklı ve mutlu bir aile ve çocuklara kadar Tanrı'nın ihsanlarıyla nimetlendirilirler. **** 97 Hüd 117-0, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için,... gökleri ve yeri altı günde yaratandır” (liyeblüveküm eyyüküm ahsenü amelâ); Kehf 18:7: “Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir zinet yaptık” (liyeblüveküm eyyüküm ahsenü amelâ). Ayrıca 94. dipnota bakınız. 98 Maide 5:39; En'âm 6:54; Furkan 25:70, Ayrıca bir sonraki dipnota bakınız. a
Dağlar titriyorsa83, denizler yarılıyorsa”84 ve “milletler” birden bire yeryüzünden siliniyorsa85, hepsi ahlaki başarısızlık ya da en azından ahlaken hızlandırılmış (precipitated) doğa kanunları sebebiyledir.86 Güneşin doğuşu ve batışı87, sürülmüş tarlaların ve iyi toprağın bereketi88, kıtlıklar89, depremler90, fırtınalar91 ve bunlar sonucunda
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.