İnsanları ya okşayacaksın ya da ortadan kaldıracaksın; çünkü vereceğin ceza hafif olursa, adam senden intikamını alır, ama ağır bir ceza verirsen artık başını kaldıramaz.
“İnsanların kimileri kendiliğinden anlar, kimileri anlayandan öğrenir. Kimileri de ne kendisi anlar ne de başkasının dediğinden anlar. Birinciler çok akıllı olanlardır. İkinciler daha az akıllı, üçüncüler ise işe yaramaz olanlardır.”
İnsanlar öylesine basitler ve günün gereklerine uymayı öylesine iyi bilirler ki aldatmaya kalkan kişi, karşısında aldanmaya hazır birini bulur her zaman.
Halk, seçkinler tarafından baskıya uğratılmak ve ezilmek istemez; seçkinler de tersine, halkı buyruklarına almak ve ezmek isterler. Bu iki farklı iştahtan bir ülkede üç ayrı sonuçtan biri doğar: Ya hükümdarlık ya özgürlük ya da başıboşluk.
Korkulan ve sevilen olma konusunu şöyle özetliyorum: Sevmek insanların kararıdır ancak korkulmak hükümdarın elindendir. Bilge bir hükümdar başkalarının değil, kendi kontrolünde olana güvenmelidir. Daha önce de vurguladığım gibi, nefret edilen bir hükümdar olmaktan kaçınmak için elinden geleni yapmalıdır.