Hüzün Çiçeği

Sami Gürel

About Hüzün Çiçeği

Hüzün Çiçeği subject, statistics, prices and more here.

About

Sami Gürel'in güvercini Nadizen kimdir? Ya da kimlerdir? Ona ithaf edilmiş olan satırlar aslında varolmayan bir kişiye mi yazılmıştır? O sevgi, o aşk aslında yaşanmış değil de yaşanma olasılığı olan bir aşk mıdır? Satır aralarında o şiddetli aşkı, o şiddetli aldatmayı, o şiddetli kavuşmayı okuyanlar da aslında kendi hayalgüçlerinde böyle bir aşkı oluşturabilir mi? Dahası yaşayabilir mi? Hayatta kendimizi iyi hissetmemize yardımcı olması için kaleme alınmış olan pek çok kitap bize ulaşmak istediğimiz şeyi hayalgücümüzde canlandırmayı önerir. Öyle bir canlandırma ki sanki o şey gerçekte vardır ve biz ona ya ulaşmak üzeriyizdir ya da ulaşmışızdır. Böyle yaparak beynimizi o şeye ulaşma sürecinde eğitmiş oluruz. Beyin aptaldır; neyin gerçek neyin hayal olduğunu bilmez. İçine en çok ne doldurulursa onu var sanır. Ya sadece yaşadıklarımızdan beslenir beyin ya da yaşadıklarımızdan ve kurduğumuz hayallerden. Hayaller, hayalgücü o nedenle çok önemlidir. Sevdanın tadını yaşamak istemezsen, hayatın şiirini duyamazsın!
Author:
Sami Gürel
Sami Gürel
Estimated Reading Time: 6 hrs. 40 min.Page Number: 235Publication Date: December 2008Publisher: Beyaz Yayınları
ISBN: 9789755991375Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

About the Author

Sami Gürel
Sami GürelYazar · 20 books
Yazar Sami Gürel hakkında EkşiSözlük'te yazılan bir yazı: mecidiyeköy'deki, "turan baba" ismini taktığım sempatik ve bilgeler bilgesi satranç düşkünü abimin sahibi olduğu kitapevinde tanıştığım yazar. kendisi oturmuş bir çeşit bitki çayı içiyordu. turan baba "bu kim tanıyor musun?" dedi bana. "hayır" dedim, "kim o?" "sami gürel" diye yanıt verdi. "aşkın diyalektiği, gerçeği kavrayış gücümüz" gibi kitapların yazarı. nedendir bilmiyorum ama böylesi bir insanı yakalamışken bırakmak olmaz diye düşünüp, bir kedi gibi usulca ve masumca masasına ilişiverdim. o da şaşırdı. kısa bir tanışma töreninden sonra koyu bir muhabbete daldık. yaşama dair uzunca ve genel bir muhabbet geçti aramızda. türkçe'ye hakimiyetine hayran kaldım. sözleri bir inci tanesi gibi teker teker öyle güzel düşüyordu ki ağzından. günlerce dinleyebilirdim onu. aradan epeyce zaman geçti. sami gürel usulca kalktı masadan. şaşırdım.. acaba sıkıldı mı benden diye düşünüyordum. o da benim böyle düşündüğümü anlamış olacak ki o bilge yüzünde küçük bir gülümsemeyle şöyle dedi: -cebimde yalnızca iki lira param var ve yaşam dışarda...