Huzur Updates

You can find the Huzur updates, reader opinions on 1000Kitap.
Hayır biz Shakespeare'in dediği gibi zamana doğru koşmağa mecburuz. Onunla mücadele edeceğiz. Biz her şeyi irademizle yapacağız. Evvelâ şartlarımızı tanıyacağız.
Acaba ne düşünmüştü, neyi beklemişti? Bu dalgaların ona getirecekleri bir şey olduğunu mu sanıyordu; yoksa mağaranın içine dolup boşalan suyun o acayip uğultusuna mı kendini kaptırmıştı? Bu seslerde onun için neyin, hangi sırrın daveti vardı?
Huzur
Huzur
Reklam
Gittin emma ki kodun hasretile canı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yaranı bile.. Huzur romanında rastladım, Neşati'ye ait bir beyit..
Huzur
Huzur
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ettik o kadar ref-i taayyün ki Neşâtî Ayîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız!
Huzur
Huzur
İşte bu bahar da böyleydi. Bu bahar, kışın ortasında o kadar beklediği, özlediği bahar...
Huzur
Huzur
Çünkü suyun sesi, aşkın, ihtirasın sesinden kuvvetlidir. Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasının dilini konuşur.
Huzur
Huzur
Reklam
- Yolun büyüğü, küçüğü yoktur. Bizim yürüyüşümüz ve adımlarımız vardır.
Huzur
Huzur
Bu kitabı bitirmek ölüm gibi bir şey oldu ve ruhumun bir parçası da öldü
Huzur
Huzur
Kim bilir? Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında bulunduğumuz içindir. Büyük şeylerin hepsi böyledir.
Huzur
Huzur
- Niçin eskiye bu kadar bağlıyız?.. - İster istemez onların bir parçasıyız. Eski musıkîmizi seviyoruz, iyi kötü anlıyoruz. Elimizde iyi kötü bize maziyi açacak bir anahtar var... O bize üst üste zamanlarını veriyor, bütün isimleri giydiriyor, içimizde bir hazine bulunduğu, ferahfeza yahut sultanîyegah'ın arasından etrafımıza baktığımız için.
Huzur
Huzur
Reklam
Bu eski şark değildi, yeni de değildi. Belki iklimini değiştirmiş zamansız hayattı.
Huzur
Huzur
Şu İzmir'in minaresi sedeften, annem sedeften Sen doldur ben içeyim kadehten, aman kadehten... Mümtaz, bu ikinci türkü ile küçücük ömrünün henüz manasını dahi kavramadığı kederlerin içinden çıkar, birdenbire çok ışıklı, taptaze; fakat bununla beraber yine hasret ve ıstırap dolu başka bir dünyaya girerdi. Bu, bir ucu İzmir'in Kordonboyu'nda başlayan, öbür ucu babasının hiç anlıyamadığı ölümünde biten dünya idi. Orada da kendi çocuk muhayyilesine sığmayan bir yığın şey, orada da ölüm, gurbet, kan, yalnızlık ve içinde çöreklenen o yedi başlı ejder hüznü vardı.
Huzur
Huzur
Mümtaz burada, yoldan denize kadar inen büyük kayalar üstünde oturup akşam saatlerini geçirmeği severdi. Bey dağlarının üstünde güneş, sanki kendi ölümünün âyinini ve kendi yaldızdan ve koyu lacivert gölgelerden lahdini hazırlıyormuş gibi, bu dağların kıvrımlarına altın ve gümüş zırhlar geçirir, sonra alçalan ve arkaya devrilen kavis, bir altın yelpaze gibi açılır, büyük ışık parçaları şuraya, buraya ateşten yarasalar gibi uçar, kayaların üstüne asılırdı. Bu, bir mevsim gibi bereketli, velût saatti. Çünkü gündüzleri, sadece yosunlu, rüzgârın, yağmurun sünger gibi delik deşik ettiği taş parçaları olan kayalar, bu saatte birdenbire canlanırlar, birdenbire, kudretleri ve cüsseleri insanın çok üstünde, talih gibi susan ve yalnız varlıklarının içimizdeki aksiyle konuşan bir yığın hayal varlık, Mümtaz'ın etrafını alırdı. Ve Mümtaz onların arasında küçücük cüssesiyle, içinde genişleyen hayat idrakiyle bütün benliğini saran o acayip, kökü çok derinlerde, korkunun rüzgârında dağılmağa çalışırdı. Bu, her şeyin ayrı şekilde dirildiği, seslerin kabartma kazandığı, derinleşen, dost yüzünü, sıcaklığını kaybeden göklerin altında insanoğlunun nâmütenâhiye doğru küçüldüğü, tabiatın bize her taraftan "ne diye ayrıldın, sefil ıstırapların oyuncağı oldun, gel, bana dön, terkibime karış, her şeyi unutur, eşyanın rahat ve mesut uykusunu uyursun" dediği saatti. Mümtaz bu sesi tâ belkemiklerine varıncaya kadar duyar ve mânasını pek anlamadığı bu davete koşmamak için küçücük varlığı katılaşır, kendi üstüne kapanırdı.
Huzur
Huzur
Eserler Hakkında Bazı Mülahazalar - 11
Huzur
Huzur
romanının Suat (üçüncü) bölümünün ikinci kısmı, Tanpınar'ın toplum ve fert üzerine düşüncelerini ifade ediyor. Başkarakterlerden İhsan, talebelerine görüşlerini anlatırken aslında Tanpınar'ın görüşlerini bildiriyordu. Tanpınar, görüş dünyasını İhsan'ın ağzında bir kez daha dile getiriyordu. İhsan ve Nuran (Birinci ve İkinci) bölümlerinde daha çok kişinin ferdi arayışlarını, hayattan beklentilerini, hayattaki amaçlarını ve diğerlerini dile getirirken yani kişi üzerinde giderken bu bölümde (Suat) millet adına konuşuyordu. Hülasa,
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
görüşlerini adım adım söylüyor. İlk bölüm, kişisel bunalımlar; ikinci bölüm, ferdin medeniyetler arasındaki bunalımları; üçüncü bölümün ikinci kısmı da toplumun dertlerini ifade ve çarelerini işaret ediyor.
Fakat bugün Mümtaz sevincinde yalnızdı ve bu hep böyle olacaktı. Yarın ıstıraplarında yalnız kalacak. Bütün tanıdıkları, dostları için bir muamma, bir meçhul. Yahut hayatın kenarına fırlamış bir rakam olacak, öbürüsü gün öldüğü zaman da aynı şekilde yalnız ölecekti.
Huzur
Huzur
534 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.