" Bir kalp aynı anda hem hüznü hem de mutluluğu nasıl taşıyabilirdi?"
Selam İçerisinde bir çok duyguyu en çok da sevgiyi barındıran , okurken yüzümü gülümsettiği kadar kızdıran bir kitap okudum #huzurunfırtınası .
Kızdıran derken yanlış anlaşılmasın karakterle bazen kapıştık ,ona kızdım
Huzur , üniversite öğrencisi bir genç kız. Annesi doğumda ölmüş, onu babası büyütmüş. Bir günden bir güne kızını üzmemiş, ağlatmamış. Dinine bağlı bir genç kız Huzur. Bir gün okulda bir çift kahverengi göze ilişir gözleri . Kaybolur o çikolata renginde . Kim olduğunu bilmese de unutamaz o gözleri .
Onu kırmayan,çok seven babası bir gün asker arkadaşının oğlu ile evlendireceğini söyler ona. Babası onun itirazını ve ağlamasını dinlemez. Jet hızı ile öne imam sonra da resmi nikah yapılacak, tanımadığı bir adam ile evlenecektir . Babasının kendince bir sebebi vardır ancak bunu açıklamaz kızına. Onu üzmek istemez kendi çapında. Bu şekilde de kızı üzülmeyecek mi Peki unutamadığı , kahverengisinde kaybolduğu gözlerin sahibini unutabilecek mi?
Diğer tarafta da Fırtına. O da evlenmek istememektedir. Bu ani evliliğe karşı çıksa da babasının sözünden çıkamaz ve hiç tanımadığı bu kızla evlenir...
Genç adam adı gibi #fırtına gibidir. Yıkıp geçer ortaklığı . Fırtına dinecek midir? Huzur adı gibi #huzur getirecek midir ona???
Elimden bırakamadan okudum bu iki genç insanın yaşadıklarını. Ailelere kızdım... Fırtına'ya kızdım... Huzur'a üzüldüm ... Derken... O son şok etti beni . Kitabın sonunda devamının geleceği müjdesini okuyunca biraz rahatladım. Umarım fazla beklemeyiz devamını :)