Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık

Ömer Tuğrul İnançer

Featured Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık Posts

You can find Featured Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık books, featured Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık quotes and quotes, featured Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık authors, featured Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık reviews and reviews on 1000Kitap.
Biz muhabbet kelimesini, “konuşmak ve sohbet” olarak anlıyoruz. Muhabbet kelimesi lügat mânâsı itibariyle “hubb,” yani “güzel” kelimesinden türemiştir. “Muhabbe,” karşındakini güzel görmek demektir. Karşılıklı olarak birbirini güzel görmeye “muhabbe” denir. İnsanlar da güzel gördükleri kimselerle konuşurlar, bunun için biz “konuşma”nın adını “muhabbet”e çevirmişiz. Aslında kelimenin lügat mânâsı “sevişme” demektir. Karşındakini sevme ve onun tarafından sevilme demektir muhabbet.
~ Eşeddü Hubben Lillâh ~
"Benim Peygamberimin yolu aşk yoludur. Ben aşk çocuğuyum ve benim anam aşktır." Hz. Mevlânâ Bir muhabbet velîsi Hz. Mevlânâ'nın aşk hakkındaki en önemli sözlerinden biridir bu beyit. Allah Resûlü'nün yolunun toprağı olmakla en büyük şeref sahibi olduğunu anlatan Hz. Mevlânâ Muhammed Celâleddîn-i Rûmî ile Hz. Peygamber arasındaki irtibatı öne çıkarıyor bu kitabında Ö. Tuğrul İnançer. "Allahu Teâlâ 'Müminler Allah'ı şiddetle severler' buyuruyor. Şiddetle sevmenin adına 'aşk' derler yâhu. 'Eşeddü hubben lillah.' İşte Kur'ân-ı Kerîm'deki aşkın târifi. Hz. Peygamber ise 'Sevdiğinin adı geçip de depreşmeyen mürüvvetsizdir' buyuruyor. Tasavvuftaki unsurlardan biri olan aşkta, sembol şahsiyet Hz. Mevlânâ'dır. Bütün tasavvuf ekollerince 'Âşıkların Sultânı' olarak kabul edilir. Ötekiler peki? Onlar da öyledir ama sembol odur. Ve Hz. Mevlânâ'nın aşkı, Resûlullah Efendimizin aşkından asla farklı bir şey değildir..."
Reklam
Peki seviyorsun da sevdiğin gibi olmak için ne yapıyorsun? Sevgi; ölçüsü, tartısı fedakârlık olan bir varlıktır.
Unutmayın: imâna delil aramak deliliktir. Imâna delil aranmaz. Iman edilir, o kadar. Delil arandığı zaman, peygamber sözüne değil, bulduğun delillere inanırsın ki onun adına deneysel bilgi denir, iman denmez.
Bir sabah, herkes sabah namazına gitmekteyken, Belhli âlimler birbirleriyle karşılaşınca aralarından biri, “Yâhu dün akşam bir rüya gördüm” demiş. Diğerlerinin “Hayırdır inşallah?” diyerek mukabele etmelerinin ardından şöyle devam etmiş: “Resûlullah Efendimiz(sav) teşrif etti. ‘Bahâeddîn Veled’e bundan sonra Âlimlerin Sultânı, yani Sultânü’l-Ulemâ diye hitap edin!’ buyurdu.” Başka bir âlim, “Yâhu haklısın kardeşim” demiş, “bana da söyledi, ben de aynı rüyayı gördüm.” Derken üçüncü bir adam, derken bir beşinci adam… Tam kırk bir kişi aynı rüyayı görmüş. Buna rüya demezler, buna “haber” derler. Resûl-i Kibriya Aleyhi ekmelü’t-tehâyâ Efendimiz Hazretleri, bütün âlimlere teker teker, “Bundan sonra Bahâeddîn Veled’e ‘Sultânü’l-Ulemâ’ yani ‘Bilginlerin Sultânı’ şeklinde hitap edeceksiniz” diye tenbih buyurmuş. İşte o zat, Hz. Mevlânâ’nm babasıdır.
Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim, Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.
Reklam
Vedâlar gözüyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.
Topraktan geldik, toprağa gidiyoruz (!)
Hani maalesef, Batı filmlerinin cenaze merasimlerinden esinlenerek bazen diyoruz ya, "Topraktan geldik, toprağa gidiyoruz" diye. Topraktan gelip toprağa giden sadece bedendir, ben değilim. Kul, Allah'tan gelir, Allah'a gider. Topraktan gelip toprağa giden sadece maddedir ama insan maddeden ibaret değildir. Bunlar önemli noktalar...
Sayfa 14
Bunu şöyle açabiliriz: Saçımız uzuyor, kesiyoruz; tırnağımız uzuyor, kesiyoruz; dişimiz çürüyor, çektiriyoruz, Allah korusun bir hastalıkta bir iç organımız; böbrek, ciğer, dalak vs. apandisit almıyor veya bir kazâ oluyor, kolumuz bacağımız bir yerlere gidiyor. Bunlar ne oluyor? Bir insan artığı olması itibariyle bir yere gömülmesi lazımdır, çöpe atılamaz. İnsan, mübârek bir varlıktır. Artığı da mübârek olduğu için çöpe atılmaz, gömülür.
252 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.