Mekke ve Medine Dönemi

Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hayatı ve İslam Daveti (Tek Cilt)

Celaleddin Vatandaş

Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hayatı ve İslam Daveti (Tek Cilt) Quotes

You can find Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hayatı ve İslam Daveti (Tek Cilt) quotes, Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hayatı ve İslam Daveti (Tek Cilt) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Vahyin Rasulallah'ta Vücut Bulması ve O'nun Kur'an Ahlakı
'Vahyolunan her ayetle bireysel ve toplumsal hayatın olması gereken en güzel şekli, en güzel muhtevası bildirildi, açıklandı, gösterildi. Vahyolunan ayetler ve o ayetlerin oluşturduğu Kur'an önce elçisini eğitip yetiştirdi. O'nun ilahi talimatlarıyla mükemmelleşen ve tüm insanlık için en güzel model haline gelen uygulamaları ve yaşantısı ise ilahi bilginin pratiğe aktarılışı olarak anlam kazandı. Böylelikle, insanlığa sunulan dosdoğru ve en güzel hayat tarzı, teorik esaslar halinde insanlara bildirilen bir bilgi yığını olmaktan çıktı; ilahi bilgi O'nun şahsında en mükemmel modelini buldu; insanlık O'nun şahsında bir insanın ulaşabileceği en mükemmel aşamaya erişti.'
Sayfa 14 - Pınar YayınlarıKitabı okuyor
Davetin zorlukları
Yoksul olan herkes hayal kırıklığına uğramış değildir. Şehirlerin kenar mahallelerinde yaşayan yoksullardan bazıları, kendi uyuşmuş hayatlarından şikayetçi değildirler. İçinde bulundukları çukurun dışındaki bir hayatın düşüncesi onların tüylerini ürpertir... Açlıktan ölmenin sınırında yaşayan yoksulların hayatı gayeli bir hayattır. Yiyecek ve yatacak yer bulmanın amansız mücadelesine girişmiş olanlar boşuna çaba harcamış olma hissine hiçbir zaman yakalanmazlar. Varılacak amaçları maddî ve acildir. Her yenen yemek onlar için bir ama- cın gerçekleşmesidir; tok karnına yatağa girmek bir zaferdir ve açıktan gelen her beleş şey bir mucizedir... Köle hayatı yaşayanlar yoksuldurlar; buna rağmen köleliğin yaygın olduğu ve uzun süre devam ettiği yerlerde bir kitle hareketinin doğması zayıf bir ihtimaldir. Köleler arasındaki mutlak eşitlik ve köle mahallelerindeki samimi sosyal ilişkiler ferdin hayal kırıklığını önler. Köleliğin yerleşmiş âdet haline geldiği bir toplumda başkaldıranlar, yeni köle olanlarla kölelikten hür bırakılanlardır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Ne kadar uzarsa uzasın bir hayat, sonunda bitip gidecektir... Ölümü daima göz önünde bulundur.
Sayfa 137 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Rabb'in için sabret. (Müdessir sûresi)
Sayfa 77 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
İnzivayı bir kaçış olarak görüyordu. Çünkü, kişiliğinin bir parçası olan ahlaki erdemlerine karşılık, her türlü kötülüğün, ahlaksızlığın olabildiğince yaygın olduğu bir toplumun ferdiydi. Daha da önemlisi, sadece toplumu değil, yaşadığı dünyanın durumu da kötüydü. Kötülükler, ahlaksızlıklar, zulümler, sömürüler, haksızlıklar, zorbalıklar... akla gelebilecek her türlü olumsuz durumlar ve özellikler insanlığın ayrılmaz parçası olmuştu. Kendi toplumunda ve ticaret amacılığıyla gittiği diğer bazı toplumlarda hep benzer şeyleri görmüştü. Dünyanın içinde debelendiği bütün bu kötülükleri, yanlışlıkları aklı kabul etmemiş yüreği kaldırmamıştı. Dünyanın kapıldığı akıntıya kapılmamış; kötülükler içinde boğulan dünyanın bir parçası olmamıştı. Kötülüklerin ve ahlaksızlıkların ele geçirdiği dünyanın dışına kaçmış, bir münzevi olarak hayatını sürdürmeyi tercih etmişti.
Sayfa 19
İlk emir neden "oku" idi?
Kendisinden istenen ikra'nın ve bu konuda ısrar edilmesinin sebebini anlamak için, Muhammed in o ana kadar ki tüm hayatı boyunca mensubu oldugu son iki yıldır güçlü şekilde kendisini açığa vuran bir özelliğini dikkate almak gerekmektedir. Muhammed ilk vahyi aldığı zaman, yıllardır arayan ama aradığım bulamamış birisiydi. İlahi bir sevk ile yıllardır sormuş, sorgulamış, ama bürün çaba ve gayretlerine rağmen tatmin olacağı cevaplara ulaşamamıştı. O, Hira mağa- rasında ilk vahyi aldığı zaman bilmiyordu ama, sadece kendisinin aradıkları değil , tüm insanlığın aradığı şeyler kendisine vahiyle bildirilecekti.Çaba ve gayretle elde edilemeyecek bilgiler kendisine takdim edilecekti. Bu aşamada, ilk vahye muhatap olduğu zaman, aradıkları konusunda hiçbir şekilde mesafe kay- dedemedigini, insanlara okuyacagı, bildireceği bir şeyleri olmadıgımı, bizzat kendisine hissettirmek ve hatırlatmak gerekiyordu. Bir diğer ifadeyle, ilahi bilginin Muhammed'in şahsında beşeri bir temelinin bulunmadığını açıkça göstermek gerekiyordu. Muhammed, en ufak şüphesi olmadan bilmeliydi ki, kendi çabalarıy la ulaştığı ve bulduğu, insanlara okuyacağı herhangi bir şeyi yoktu. Yıllardır ger- çekleşen arama ve düşünmelerine rağmen ilan etmeyi gerektirecek herhangi bir doğruya sahip değildi. İşte bunu bizzat kendisine ikna olacağı şekilde kabul ettirmek, olur ki ileri de 'acaba' diye başlayan bir kuşkuya kapılmamasını temin et- mek gerekiyordu. Bu nedenle, sahip olduğu ve insanlara okuyacağı/bildireceği bir şeyler varsa onları söylemesi ısrarla ve hatta fiziksel bir şiddet aracılığıyla istendi. Elbette ki cevabı yok idi.
Reklam
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.