İlk kez bir seyahatname okudum ve sanırım bu türe başlamak için seçilebilecek en ideal olmayan kitaplardan birini seçerek başlangıç yaptım. Ben bayağı bayağı gezginimizin gittiği gördüğü, gözlemlediği yerleri yazacağını düşünerek almıştım kitabı, kitap ise sanki seyahatname değil de bildiğimiz günlük.
İbn Ecâ, Memlûkler Devleti’nda kazasker ve 1471-1478 aralığında elçilik görevinde bulunuyor ve birçok yere yollanıyor. Ancak kitabın sadece %15-20’si dişe dokunur gözlemlediği yerleri anlatmayla geçiyor, geri kalanı tamamen oralarda diğer devletlerin sultanlarıyla görüşmeleri, emrinde bulunduğu Emîr Yaşbek’le, onun kendisine söyledikleriyle geçiyor. Bu söylediklerim, eserin değerini azaltıcı şeyler olarak düşünülmesin, eser o dönem açısından ilgililerine çok yarar sağlar, orası kesin. Ama demek istediğim, gezi yazısı türünde bir şeyler arıyorsanız bu kitaptan uzak durun.
Memlûklü yazarımızın, Dulkadiroğlu Beyliği’yle, Akkoyunlu Beyliği’yle ve o beyliklerin hükümdarlarıyla olan ilişkileri, diyalogları ve genel anlamda diplomatik ilişkiler anlatılıyor kitap boyunca.
Yani Memlûkler, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular üçgeninde 15.yy.ın ikinci yarısına ilgi duyuyorsanız bu kitabı okumanızda yarar var ancak gezi yazısı türünde bir şeyler okumak istiyorsanız başka kitap öneririm.
(Kitabı hazırlayan Dr. Mehmet Şeker’in kalemine sağlık. İnce eleyip sık dokuyarak çevirmiş ve hazırlamış bu eseri. Her sayfada dipnotlar bulunuyordu.)