İşte meye coşkunluk veren, onu kendi gönül heyecanlarına avuç açtıran bu dudaksız kadehsiz sarhoşluk, insan oğlu için ne baht, ne devlet, ne saâdet... Amma bilen nerde, tadan kaç kişi? Nerede, ah nerede o her aradığını kendinde, kendi içinde bulan yüce insan? Şu köhne, şu ihtiyar dünya onlara, o yücelerden yücelere nasıl da her demde, her devranda, her asırda, her zamanda muhtaç, zebun ve boynu eğri...