Kişisel gelişim çağımızın en önemli sosyal buluşlarından biri. Bizler biliyoruz ki bireyler tek tek geliştikçe toplumlar da onlarla birlikte gelişeceklerdir. Bu nedenle insanlığın hiç sona ermeyecek gelişim macerasında kişisel gelişime ait eserlerin katkıları çok büyük. Sibel Üresin bu gerçekten yola çıkarak başarılı bir kişisel gelişim çalışması ortaya koymuş. Bu çalışmanın diğer kişisel gelişim çalışmalarından farkı özellikle ve aslında sadece kadına yönelik bir çalışma oluşu. Ayakları yere basan, toplumun her alanında sorumluluk ve görev sahibi olan, eş olan, her şeyden önemlisi anne olan kadındır insanlığın en verimli tarlası. Kadın çoraklaşırsa insanlık da çoraklaşır. Kadın bereketlenirse insanlık da bereketlenir. Kadın alçalırsa insanlık da alçalır. Kadın yükselirse insanlık da yükselir.
Yazar –kendisi de dâhil olmak üzere- kadınlardan öncelikle içlerindeki kadını uyandırmalarını istiyor. Kadın ki dünyanın en güçlü ordularından daha güçlüdür, en muktedir yöneticilerinden çok daha fazla iktidar sahibidir. “Cennet annelerin ayakları altındadır.” müjdesiyle onurlandırılmıştır. Aynı zamanda çocuktur bir yanıyla, bir yanıyla oyunlar oynar gizemli bahçesinde. Renklidir, canlıdır, üretkendir, cesurdur... Öncelikle kendisine, daha sonra da çevresindeki her türlü maddi manevi değere sahip çıkarsa bir kadın yücelecek, yücelecek, yücelecektir.
Kendi iç dünyasında mutlu olmak isteyen ve iletişim halinde olduğu kimseleri de bu mutluluğa ortak etmek isteyen her kadın Sibel Üresin’in “İçinizdeki kadını uyandırın!” çağrısına kulak kabartmalıdır.
