İdamın Günlüğü

Osman Balcıgil

Oldest İdamın Günlüğü Posts

You can find Oldest İdamın Günlüğü books, oldest İdamın Günlüğü quotes and quotes, oldest İdamın Günlüğü authors, oldest İdamın Günlüğü reviews and reviews on 1000Kitap.
102 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
Osman Balcıgil' in 1986 yılında yayımlanan bu kitabı, bir dönem ülkemiz gerçeklerinden biri olun "İdam" olgusunun (ki günümüzde, yeniden sıkça duyulmaktadır) idam cezasına çarptırılan bireylerin ve ailelerin hissettiklerini, yaşadıklarını buz gibi ortaya koymaktadır. Anlatım dili pek başarılı olmasa da bu kadar güçlü bir olgunun gücü kitapla olan bağlantınızı koparmayacaktır. Basımı tükenen bu kitabın tekrar basılabileceğine pek ihtimal vermesem de okumak isteyenlerin sahafları karıştırmalarını tavsiye edebilirim. Keyifli okumalar.
İdamın Günlüğü
İdamın GünlüğüOsman Balcıgil · Onur Yayınları · 198632 okunma
Bir çocuk, anneye ya da babaya, dört kat kirli camın arkasından nasıl iyi görünebilirdi ki? Üstelik, işin sonunda bir de idam edilme ihtimali varsa!
Sayfa 23 - Onur yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bebekler dünyaya gözleri, elleri yumuk ve ağlayarak gelirler. Bunun nedeni dünyada kavga edeceklerini bilmeleridir. Ama insanlar ölürken elleri açık giderler. Bu insanın yapamadığı şeylere duydukları üzüntünün ifadesidir.
Hep öyle değil mi bacım. 'Bu memleketi bu duruma asıl CHP, AP, MHP, MSP getirdi' dediler. Sonra bir baktık ki, Doğru Yol çıkmış bangır bangır 'Biz Demirelciyiz' diyor. DSP çıkmış 'Biz Ecevitciyiz' diyor. Bir parti çıkmış 'Biz dinden yanayız' diyor. Şimdi de onlar, bir Hareketçiyiz diyorlar. Sanki bu memleketi o günkü duruma bizim çocuklar getirmiş gibi.
Çocuklarını görebildikleri zamanlar da durumları pek iyi sayılmazdı ya! O zamanlar da hiçbiri iyi görmezdi çocuğunu. Zaten, bir çocuk, bir anneye ya da bir babaya, dört kat kirli camın arkasından nasıl iyi görünebilir ki ? Üstelik işin sonunda bir de idam edilme ihtimali varsa!
Yakınlarıyla ve avukatlarıyla görüştürülmeyen, koğuşlarından ya da kapatıldıkları hücrelerden çeşitli aralıklarla çıkartılıp işkenceye tabi tutulan, kalem kağıt gibi insanı ihtiyaçlarından mahrum bırakılan tutuklu ve mahkûmlar için bu durumda, çıkar bir tek yol kalıyordu geriye: Koşulların değiştirilmesini sağlamak üzere topluca açlık grevine ya da ölüm orucuna gitmek Belirtilen nedenlerle Türkiye hapishaneleri dört büyük açlık grevine( 1981'de iki kez, 17 ve 19 günlük; 1982'de 28 günlük; 1983'de 29 günlük) ve bir ölüm orucuna (1984'te) tanık oldu. 75 gün süren ölüm orucunda dört kişi hayatını kaybetti
Reklam
Faşist Evren Darbesi
Sonradan çocuğuma: 'Oğlum kendi kendinizi öldürmek de niye? Diye sordum. Bana ne cevap verdi biliyor musunuz? Anacığım sana verilen yemeğin içinden de sümükler çıksa, sen de gece gündüz suya tutulsan, işkence görsen, seni de insanlığından çıkartmaya çalışsalar, sen de 'böyle yaşayacağıma ölürüm' dersin.
'Bebekler dünyaya gözleri, elleri yumuk ve ağlayarak gelirler. Bunun nedeni dünyada kavga edeceklerini bilmeleridir. Ama insanlar olürken elleri açık giderler. Bu insanların yapamadıkları şeylere duydukları üzüntünün ifadesidir.
Yaşasın Türkiye Halkının Kurtuluş Mücadelesi! Kahrolsun Oligarşik Diktalar! Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçbir zaman emekçilerin ve halkın hizmetinde olmamıştır.' diye çınladı.
İdamla yargılanan bir tutuklunun oğlu ile ilgili karısına yazdığı şiir.
Göremezsem sen anlat oğluma Güneşi görmeden gömülenleri Grizu patlamalarını anlat anlat sıcacık yataklarından Alınıp bir seher vakti Sorgusuz ve yargısız Kurşuna dizilenleri Anlat... Ölümü anlar Çırılçıplak ölümü Anlat ki Korkmasın gördüğünde Sallanırken babasının Darağacında cesedini Kır çiçeklerini anlat ona Yaz yağmurlarının serinliğini Anlasın kırlangıçlar kadar özgür olan Bir hayatın önemini Soğukluğunu anlat ona pranganın Kelepçenin pasını Zincire vurulmuş umutları anlat Tutsak edilemeyen beyinleri Anlat kan gölleri içinde Bir gençliğin gidişini....
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.