İdeoloji Ve Ütopya

Karl Mannheim

Quotes

See All
Birey­lerin üzerinde bulunup, bireylerin ötesinde düşünen ve düşünceleri yalnızca bireylerce yeniden üretilebilen herhangi bir kolektif ruh mevcut değildir. Fakat buradan hareketle, bireyleri harekete geçiren tüm fikir ve duyguların kökenlerinin de, yalnızca bu bireylerde bu­lunduğuna ve sadece bu bireylerin özyaşam deneyimlerinin temellendirilmesine bağlı olarak açıklanabileceği sonucuna varmak yan­lış olur.
Sayfa 27 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Fakat nedir bu reel diyalektik?
Reel diyalektik, bir şeyin nasıl olması gerektiğine ve nasıl ola­cağına ilişkin hiçbir şeyin a priori hesap edilemeyeceği anlamına gelmektedir. Bilebileceğimiz tek şey, oluşmakta olanın yönüdür. Daima somut olan problem ise, ancak bir sonraki adımda tespit edi­lebilir. Buradaki politik düşüncenin görevi, mutlak bir doğruluk tablosu çizmek ve daha sonra da gerçekliğin duvarlarına tarihsel ol­mayan bir saldırıda bulunmak değildir. Komünist teori de dahil ol­mak üzere tüm teoriler, oluşmakta olanın işlevidir. Teori-pratik ara­sındaki diyalektik ilişki, ilk başta teorinin -toplumsal bir iradeci içtepiden hareketle- durumu aydınlatmasından ibarettir. Ve ger­çeklik, daha bu şekilde aydınlatılmış bir durum çerçevesinde ey­lemde bulunduğumuz andan itibaren değişmekledir; bununla bir­likte de yeni bir teorinin meydana geldiği bu gerçeklikteki konumu­muz değişir. Demek ki sıralama şu şekilde olmaktadır: 1. Her teori, gerçekliğin bir işlevidir, 2. Her teori, belli eylemlere yol açar. 3. Eylemde bulunmak, gerçekliği değişime uğratır ya da -başarılı ola­mıyorsa eğer- bir önceki teorinin revizyonuna-zorlar. Eylemde bu­lunmaktan dolayı değişime uğramış reel koşullar sonucu ise yeni bir teori meydana gelmektedir.
Sayfa 132 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
Somut bir grubun, toplumsal bir tabakanın tarihsel za­manı nasıl bölümlediği, ütopyasına bağlıdır. Kendini özneden hare­ketle ve olup bitenlerin doğaçlamacı değerlendirilmesi sırasında olayların bölümleme biçimi olarak akan zamanın ritmine bilinç dışılık içerisinde bırakarak türümseyen olgu, ütopyada doğrudan gö­rünür bir tabloya ya da en azından tinsel açıdan doğrudan amaçla­nabilir içeriksel değere dönüşmektedir.
Sayfa 202 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Olayların değişimini somut tarihsel seyrin ötesine geçemeyen ve genelliklere, pratiğe geri dönüşü gerçekleştiremeyecek kadar soyut bir şekilde saplanıp kalan kişi değil; belli bir tarihsel duru­mun, tarihsel bir olayın arkasında, bu durum ve olayı mümkün kılan ve yapısal durumu kavrayabilen kişi ancak, anlamlı bir şekilde kavra­yabilecektir.
Sayfa 174 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Toplum biliminin önemi, toplumsal sürece düzenli bir bi­çimde müdahale etme gereksiniminin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkar.
Sayfa 26 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.