İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım)

İmam Gazali

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) Posts

You can find İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) books, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) quotes and quotes, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) authors, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) reviews and reviews on 1000Kitap.
tefekkür
İbni Abbas (r.a.) buyurdu: - Hayır hakkında düşünce, insanı hayrı yapmaya teş vik eder. Şer üzerindeki pişmanlık insanı terketmeye iteler!
tefekkür
Ebu Süleyman buyurdu: - Dünya hakkında düşünmek, ahiretin perdesidir. vela- yet ehlinin cezasıdır. Ahiret hakkında düşünmek, hikmeti elde ettirir, kalbleri diriltir.
Reklam
tefekkür
Ebu Süleyman buyurdu: Gözlerinize ağlamayı, kalblerinize de düşünceyi ög retiniz...
Mekke-i Mükerreme'nin yakınında, çölde duran säliha bir kadından rivayet ediliyor: - Eğer müttakilerin kalbleri, düşünceleriyle kendileri için hazırlanan âhiret sevabını mütâlea etseydi, asla onlar için dünyada yaşamak neşeli olmazdı. Gözleri dünyada hiçbir zaman yaşsız kalmazdı.
Hasan-ı Basri buyurdu: - Kimin konuşması hikmet değilse, onun konuşması boş- tur. Kimin susuşu düşünce değilse, onun susuşu unutkanlık- tır. Kimin bakışı ibret değilse, onun bakışı fuzuliliktir.
tefekkür
Tavus'tan rivayet edildi: Havariler Hz. İsadan sordular: - Ey Allah'tan gelen ruh! Bugün yeryüzünde senin gibi var mıdır? İsa (a.s.) cevab olarak buyurdu: - Evet! Kim ki, konuşması zikir, susuşu fikir, bakışı ib- ret ise, o benim gibidir!
Reklam
Ravi der ki: Aişe bu sual karşısında ağladı ve buyurdır - Resûlüllah'ın her şeyi garibti. Bir gece benim hüc re-i saådetime geldi Mübarek teni tenime dokununcaya kadar yaklaştı, sonra buyurdu: "Beni bırak! Rabbine kul luk yapayım!"
Mansur bin Ammår buyurdu: "Bazı gecelerde, Küfede, bir åbidi dinledim. Rabbine münâcât ederek diyordu. - Ey Rabbim! Senin izzetine yemin ederim. Günahımla sana muhalefeti kasdetmedim. Sana isyan ettiğimde, senin makamını bilmediğim, cezâna kendimi maruz bıraktığım, bakışını hafife saydığım halde sana isyan etmedim. Fakat nefsim beni aldattı. Şekavetim de bu hususta aleyhimde ona yardımcı oldu. Benim üzerime sarkıtılan perden beni aldattı. İşte dolayısıyla cehaletimle sana isyân, fiilimle sana muhale- fette bulundum. Binaenaleyh şu anda senin azabından beni kurtaracak kim var? Veya sen, sarkıtmış olduğun ipi ben- den kesersen kimin ipine sarılayım. Yârın senin huzurunda durmaktan vay benim rezaletime! O zaman ki, yükleri hafif olanlara Geçiniz", yükleri ağır olanlara da "Yüklerinizi ko- yunuz" denilecek. Acaba yükleri hafif olanlarla beraber olup geçecek miyim veya yükleri ağır olanlarla beraber olup yй- kümü bırakacak mıyım? Vay hâlime. Senelerim ilerledikçe günahım çoğalır! Vay halime. Ömrüm uzadıkça mâsiyetle- rim çoğalır! Ne zaman tevbe edecek, ne zaman dönüş yapa- cağım? Yaklaşmadı mı ki, Rabbimden utanayım?
Ubeydullah el-Beceli" çokça ağlıyordu. Ağlamasında bü- tün gece boyunca şöyle diyordu: "Ey mâbúdum! Ben o kimseyim ki, ömrüm uzadıkça günahım artar. Ben o kimseyim ki, ne kadar bir hatayı terketmeyi kastedersem başka bir şehvet önüme çıkıyor! Ubeydullah'ın vay haline! Bir günah daha çürümeden o günahın sahibi başka bir günahın peşinde! Ubeydullah'ın vay hâline! Eğer ateş benim için sığınak ve istirahat yeri ise, Ubeydullah'ın vay hâline!
ey nefis! Eğer nefsini tam mânasıyla tanı- mış olsaydın, muhak-kak zannedecektin ki, insanlara her- hangi bir belâ ancak senin meymenetsizliğinden isabet eder. Azab olasıca, ey nefis! Kendi nefsini İblis'in merkebi yap- tın. İblis seni istediği yere çekip götürüyor. Seninle istihza ediyor. Buna rağmen sen kendi amelini beğeniyorsun. Hål- buki onun içinde öyle åfetler vardır ki, eğer başbaşa onlardan kurtulursan, kår senin ellerinde olur. Birçok hata ve kayışla- rına rağmen nasıl amelini beğeniyorsun? Halbuki Cenâb-ı Hak, İblis'in bir hatâdan ötürü ikiyüz bin sene (Adem yara- tılmazdan evvel) kendisine ibâdet ettikten sonra dergahından kovdu.
Reklam
Ey nefis! Bilmez misin, günahkâr bir kimse, insan pisli- ğinden de daha pistir. Bilmez misin, insan pisliği, başka pis- likleri temizlemez. Sen kendi nefsinde temiz olmadığın hâlde başkasının temizlenmesine nasıl tama' edersin?
Ey nefis! Rahmet olasıca! Utanmaz mısın? Görünür ta rafını halk için süslü-yor, gizlilikte de büyük günahlarla Al- laha karşı mübareze ediyorsun! Acaba halktan utanıyor da hälıktan utanmıyor musun?
Ey nefis! Rahmet olasıca! Acele et! Helåk olmaya yak laştın. Ölüm yaklaştı. Korkutucu geldi. Ölümden sonra se- nin yerinde namaz kılan kim? Ölümden sonra senin yerinde oruç tutan kim? Ölümden sonra Rabbini senden razı ede cek kim var? Ey nefis! Rahmet olasıca! Senin için, ancak sa- yılı günler vardır. Eğer o günlerde ticaret edersen, onlar se- nin sermayendir. Halbuki onların çoğunu zâyi ettin. Eğer geri kalmış hayatın boyunca zâyi etmiş olduğun hayatından ötürü ağlarsan, yine kendi nefsin hakkında kusurlu sayılır sın. Geri kalmış kısmı zâyi ettiğinde ve âdetinin üzerine i5- rarlı bulunduğunda, acaba durum nasıl olur? Ey nefis! Bilmez misin, ölüm, sana vadedilendir. Kabir senin evin, toprak döşeğin, böcekler arkadaşındır. En bü yük korku (kıyamet dehşeti) önündedir. Bilmez misin, ey nefis, günahkârlar bir gün bile dünyaya dönmeyi temenni ederler. Tā ki, yapmış oldukları kusurları telafi etmekle meşgul olsunlar. Halbuki sen de onların te mennisindesin. Senin ömrünün bir günü, onlara dünya ve için-dekilerin karşılığında satılırsa, eğer güçleri yetiyorsa mu hakkak bunu satın alacaklardır. Halbuki sen günlerini gaf- let ve tembellikte zayi ediyorsun.
Ey nefis! Eğer cehaletinden ve basiretinin körlüğünden âhireti istemek için dünyayı terketmiyorsan, acaba, dünya- daki ortakların hasisliğinden uzak kalmak için neden dünyayı terketmiyorsun? Dünya meşakkatinin çokluğundan, süratle fena olmasından korunmaktan ötürü neden bırakmıyorsun? O dünyanın çoğu, senin hakkında zahidlik yaptıktan sonra sen neden onun azı hakkında zâhidlik yapma-yasın? Sana ne olmuş ki, öyle bir dünya hoşuna gidiyor ki, eğer sana yar- dım ederse, senin memleketin yahudi ve senin önüne geçen ateşperest bir cemaattan hâli değildir. Halbuki onlar sen- den daha fazla dünya menfaat ve süsüne mazhar olmuşlar- dır
Rahmet olasıca, ey nefis! Cehaletinden vazgeç!. Ahire- tini dünyanla kıyás et! Allah buyurur: Sizin yaradılışınız ve ölümden sonraki dirilişiniz ancak bir nefis gibidir. Nasıl ki, ilk yaratılışta başladık, öylece ölümden sonra dirilteceğiz. Nasıl Allah sizi yoktan yaratmış ise, öylece, ölümden sonra da diriltileceksiniz. Allah'ın kanunu budur. O kanunun de ğiştirildiğini göremezsin.
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.