Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed

Murat Duman

İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Sözleri ve Alıntıları

İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed sözleri ve alıntılarını, İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed kitap alıntılarını, İki Çağın Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fatih, İstanbul'a girdikten sonra önünde hürmetle eğilen patriğe karşı alicenaplık gösterdi. Onu yerden kaldırdıktan sonra şu sözleriyle teselli etti: " Ayağa kalkınız. Ben Sultan Mehmet, hepinize söylüyorum ki: şu andan itibaren artık ne hayatınız, ne de hürriyetiniz hususunda gazab-ı şahanemden korkmayınız!"
Sayfa 148Kitabı okudu
Osmanlılar hakkında hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği hususlardan biri şüphesiz eşsiz bir hoşgörüyle uygulanan din ve vicdan hürriyetidir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Rumelihisarı'nın yüksek duvarlarına yukarıdan bakıldığında Peygamberimiz Hz. Muhammed' in (s.a.v) isminin plana yansıtıldığı görülecektir.
Mahkemeye celb edilen Fatih, başköşeye geçmek isteyince Kadı Hızır Çelebi: " Begüm, geç şuraya, hasmının yanında otur." dedi ve padişahı davacıyla birlikte mahkeme huzurunda ayakta bekletti. NOT: Osmanlılık, meydanlarda esip gürlemekle olmuyor. Bunun bir bedeli var, en azından cesurca adaleti uygulayacak yargıçlara ve kanunların kendileri içinde geçerli olduğuna inanan idarecilere ihtiyaç var.
Sayfa 151Kitabı okudu
Tarihi İstanbul Surları
Çok akıllıca inşa edilen ve savunma gücü açısından fevkalâde üstün hususiyetlere sahip surların önüne tarih boyunca birçok ordu geldi. Perslerin, Slavların, Avarların, Hunların, Peçeneklerin, Bulgarların ve daha başka kavimlerin orduları bu müthiş engeli aşmayı başaramadı. Bu durum, topun icat edilip surların tahrip edilebilecek güce ulaştığı zamana kadar sürdü.
Akşemseddin...
Kur'ân-ı Kerim'de Konstantiniyye'nin fethedileceğine işaret eden Sebe Sûresi'nin 15.ayetinde geçen, "Beldetün tayyibetün" lâfzının ebced hesabıyla içinde bulundukları Hicri 857. seneye tekabül ettiğini ve bu sebeple "Feth-i Mübîn"in muhakkak olduğunu derin bir vecd ile dile getirdi. Akşemseddin Hazretleri'nin yüreklerdeki heyecanı bir kat daha arttıran bu ifadelerinden sonra Harp Şurası'ndan kuşatmaya devam kararı çıktı.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Konstantiniyye(İstanbul)
Şüphesiz Osmanlı sultanının ruhunda, Konstantiniyye'yi fethetme iştiyakını arttıran en önemli husus, Hazreti Peygamber'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) fetihle alakalı hâdis-i şerifleriydi. Kâinatın Efendisi (sallallâhu aleyhi ve sellem), " Konstantiniyye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır." diyerek asırlar öncesinden mübarek fethi müjdelemişti.
Tarihte topçu, parkına sahip ilk hükümdar olan Fatih Sultan Mehmed, aynı zamanda dünyada atış sonrasında ateşli silahın üzerine zeytinyağı dökmek suretiyle "yağ ile makine soğumasını" ilk defa yapan bir mucitti. Ayrıca balistik hesaplamalarla dik mermi atabilen ilk havan topunu da Fatih icad etti.
Osmanlı Olmanın Sırları
Veziriazam dahil olmak üzere bütün devlet adamları Fatih'in huzurunda ayakta beklerken, alimler rahatça oturup konuşurlardı.
Sayfa 165Kitabı okudu
Ortodoks Patrikhanesi'nin İstanbul merkezli olarak varlığını sürdürmesine, ayrıca Ermeni Patrikhanesi'nin teşkilatlanmasına müsaade edildi.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Fatih'in fermanı ile kimsenin hiçbir şekilde rahatsız edilmeyeceği, kiliselere dokunulmayacağı, herkesin huzur ve emniyet içinde ve özgür bir ortamda hayatını devam ettireceği ilan edildi. Bu ferman İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden 485 yıl, Fransız İhtilali'nden 326 yıl ve Amerika'nın keşfinden 29 yıl öncesine aitti.
Sayfa 138Kitabı okudu
Savaşın şahitlerinden Tarihçi Barbaro, Osmanlı ve Bizans askerleri arasında yaşanan mücadeleleri şöyle anlatıyor: "Surların üzerinde bulunan Bizans askerleri tüfek ve oklarla sırtında ölü arkadaşını taşıyan Türk'e ateş ediyor veya ok atıyorlardı. Böylece her iki Türk askeri de ölmüş olarak yere yıkılıyordu. Fakat hemen arkasından diğer Türkler geliyor ve ölümden hiç korkmaksızın yerdekileri alıp götürüyorlardı. Surların önünde bir Türk ölüsü terk etmek zilletine düşmemek için, içlerinden on kişiyi fedâ etmeyi tercih ediyorlardı."
Sayfa 107Kitabı okudu
Kuruluş ve yükseliş dönemlerinde Osmanlı idarecilerinde rüşvet, suiistimal, sefahat, israf lüzumsuz masraflar, vatandaşa zulüm yapma ve benzeri kötülükler yok denecek kadar azdı.
Sayfa 131Kitabı okudu
Şehre girdiği zaman önünde hürmetle eğilen patriğe karşı âlicenaplık gösterdi. Patriğin yerden kalkmasını söyledikten sonra onu şöyle teselli etti: "Ayağa kalkınız. Ben Sultan Mehmed, hepinize söylüyorum ki: Şu andan itibaren artık ne hayatınız, ne de hürriyetiniz hususunda gazab-ı şahanemden korkmayınız!"
Sayfa 200Kitabı okudu
Muhasara için dökülen toplardan biri, diğerlerine göre daha büyüktü. Çok büyük bir emek ve masraf neticesinde dökülen bu topa, "Şâhî" adı verildi. Yapımı 3 ay süren topun çevresi 2,5 metre, güllelerinin ağırlığı ise 600 kiloydu. Devasa top, bu ağırlıktaki gülleleri 1200 metre öteye kadar fırlatabiliyordu. Büyük toplar özel olarak hazırlanan yollar ve köprüler kullanılarak Edirne'den İstanbul'a getirildi. Şâhî topu, 30 araba ve 50 çift öküzle çekilerek iki ayda İstanbul surlarının önüne getirildi.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.