İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Diplomasisi Gönderileri
İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Diplomasisi kitaplarını, İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Diplomasisi sözleri ve alıntılarını, İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Diplomasisi yazarlarını, İkinci Dünya Savaşı'nda Türk Diplomasisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Almanya, 10 Mayıs 1940'da, Fransa'yı ele geçirme planını yürürlüğe koymak için, savaştan hemen önce "tarafsızlıklarına titizlikle saygı göstereceği" sözü verdiği Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'a saldırı başlatmıştır. Hitler, bu konuda şöyle demiştir: "En elverişli bulduğum zamanda Fransa ve İngiltere'ye hücum edeceğim. Belçika ve Hollanda'nın tarafsızlığını çiğnemek o kadar önemli değildir. Biz savaşı kazandığımız zaman kimse bunu bize sormayacaktır." Galiplerin savaş sonunda hesap vermediği doğru olsa da galip olanın Hitler olmayacağı 3 yıl sonra anlaşılmıştır."
"...26 Aralık 1938'de yapılan CHP Olağanüstü Kurultayı'nda İnönü'ye 'değişmez genel başkanlık' payesi verilmiş, böylece 'Milli Şeflik' dönemi başlatılarak parti içinde farklı seslerin yükselmemesi için Cumhurbaşkanı'na geniş yetkiler tanınmıştır..."
Hükümdarlardan, devlet adamlarından, halklardan, tarih deneyinden ders almaları istenir. Ama deney ve tarihin öğrettiği de, halkların ve hükümetlerin hiçbir zaman tarihten birşey öğrenmedikleri ve bunlardan alınabilecek derslere göre davranmadıklarıdır.
İsmet Paşa'dan her zaman bir şey mümkündür ama, toprak vermez! Politikada çoğu zaman ürkek davranır ama, devlete değen konularda gözükaradır! Fırt diye dönüverdi sırtını Ruslara ve zaferin asıl sahibi Amerika ve İngilizlerle müzakerelere girişti. Çünkü Rusların boğazlara el atmasına İngiliz ve Amerikalılar da sıcak bakmıyordu." Bunun bilincindeki İnönü, “Medeni bir millet ve Devlet olarak insanlık ailesinin çalışkan ve faydalı bir uzvu olmaktan başka bir siyasi hedefimiz yoktur” diyerek Türkiye'nin amacını ortaya koymuştur.
Açıkça söyleriz ki, Türk topraklarından ve haklarından hiç kimseye verilecek bir borcumuz yoktur. Şerefli insanlar olarak yaşayacağız, ve şerefli insanlar olarak öleceğiz.
İnönü, Zehra Önder'e verdiği röportajda Almanların tek başlarına Sovyetleri yenebileceklerine hiçbir zaman inanmadığını vurgulamıştır. Almanya'nın teslim olması Türkiye'de de kutlanmıştır. Hatta Metin Toker'e göre bu kutlama adeta İnönü'nün zaferi olarak değerlendirilmiştir. Toker'e göre İnönü de, halkın burnu kanamadan ve Türk vatanı yanmadan Türkiye'nin vermediği savaşı altı yıl boyunca vererek bu zaferi hak ettiğini düşünmüştür.
Birleşmiş Milletler'in açılış konuşmasında da Truman şöyle demiştir: “Artık hiçbir millete veya milletler grubuna bir anlaşmazlığı kendi istedikleri tarzda silah ve bomba ile hal etmeğe kalkışmalarına müsaade etmeyiz." Bu konuşmanın üzerinden üç ay geçmeden, Truman'ın emriyle, 6 Ağustos 1945'te Hiroşima, 9 Ağustos 1945'te de Nagasaki'ye atılan iki atom bombası savaşın sonunu getirmiştir.
Eden'in Kuneralp'e anlattığına göre Kahire Konferansı’ndan sonra İnönü'nün Churchill’i öpmesi üzerine, Churchill Eden'a "Gördün mü, İnönü beni çok sevdi, iki yanağımdan öptü", deyince Eden'ın da "Tabii ki sizi çok sevecek, onun her istediğini yaptınız”
"Türkiye muayyen bir askeri işbirliği planı çerçevesinde savaşa girer. Yoksa, sırf savaşta bulunmuş olması için değil. Bunun da en önemli şartı askeri hazırlığın ve yardımın Türkiye'nin savaşa girmesinden önce tamamlanması ve Almanların bu hazırlıkları tamamlanıncaya kadar tahrik edilmemesi için azami dikkatin sarfedilmesidir. Türkiye'nin savaş girmesi, Müttefiklerin başarısı için lüzumlu ve müessir olmasi halinde bir anlam ifade eder."