kendini ne kadar özlemiş olduğunu düşünüp öylece, arkadan insanlar akarken, yollar geçerken arkandan, içinde çekirdeğin burularak, bir gün, söylüyorum sana, kendine geri dönmekten başka çaren kalmadığını göreceksin.
biri diğerinin yatakta kalan kokusuna sarılır, öteki berikinin çamaşırlarına yüzünü bastırır. gün içinde aklına gelir biri diğerinin, ötekinin sesini duymak için bahaneler yaratır.
ben artık ikinci yarıya girdim. ve her fani gibi ben de birinci yarıdan ders aldığımı zannediyorum. daha da fenası, bu derslerin işe yarayacağına dair bir ümidim var. hayat denen şeyin her insanla yeniden sıfırdan başlaması ne büyük saçmalık.
İkinci yarıya giren bir kadın yazarın her fani gibi birinci yarıdan aldığını sandığı dersleri, daha da fenası bu derslerin işe yarayacağını ümit ederek ilk yarıdan kesip sakladığı, belki de kaybettiği 'an'ları o 'an'a varmak için çocukluğundaki bir 'an'a özlediği bir ana varmak için derleyip toparladığı yazılarından oluşan kitapta birbirinden farklı konular işlenmiş. Akıcı bir üslup, okunası ve üzerinde düşünülesi bir eser.
İkinci YarısıEce Temelkuran · Everest Yayınları · 2014321 okunma
En ciddiye aldığım şey yazıdır. Kelimeleri ve sözleri son derece ciddiye alırım. Kadınlar, dünya üzerinde yaşayan, verilmiş sözlere inanan son canlı türüdür.
Yaratan erkeklere bütün dünya olarak biz çocuk kalma hakkını veriyoruz. Daha da beteri, tıpkı her çocuk gibi istedikleri her şeyi hak ettikleri duygusunu yaşama hakkını veriyoruz. Elde edemediklerinde de "varoluşsal kıvranışlar" adi altında şımarıklık etmelerini hoş görüyoruz. Hatta bu yetmiyor, onların derdiyle dertleniyoruz. Ama kadınlar... Onlar, yetişkin. Her şeyi hak ettiği büyüsüne kaptıramıyorlar kendilerini.
Bu yüzden, yaratıcı kadınlar, yaratıcılıklarının onlara verebileceği şımarıklık hakkını kullanamadan ve kimseden duygusal hizmet talep etmeden yaşamak zorunda kalıyorlar. Kadınlar, yeteneklerini hayatlarını kolaylaştıran bir hediye olarak değil, sırtlarında bir yük olarak taşıyorlar. Çünkü...
Şiir yazan bir erkek tüm dünyayı, tüm dünya kadınlarını tavlayabilir. Ama şiir yazan bir kadın... Erkeklerin köşe bucak kaçtığı şey budur. Neden? Kadınlar çünkü, dinlemeyi bilirler, severler. Ama erkekler mikrofon kendilerinde olmadığında... Bilirsiniz, çoğu ne halt edeceklerini kestiremezler.