Güney sınırımızdan Suriye’ye karşı açılan örtük savaşın sonuçlarını yaşadıkça, Ortadoğu’ya karşı ilgisizliğimiz kırılmaya başladı. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz Gezi-Haziran Ayaklanması’nı doğuran sebeplerden biri oldu. Emperyalizmin ve ülkemizdeki ortaklarının sömüremedikleri ülkelerde ‘rejim değişikliği’ planı sürdükçe yaşadığımız acılar artacak. Soldan bir insanın gözüyle Ortadoğu’yu değerlendirme ihtiyacı duyan insanların sayısı artıyor.
35 yıl boyunca, Küba’nın Arap ülkeleri ve Yakındoğu'daki ulusal kurtuluş hareketleri, örgütleri ve partileriyle siyasi ilişkilerden sorumlu diplomatı olarak -bölgede ve Türkiye’de- görev yapan Ernesto Gómez Abascal’ın kitabı, yaşadığımız coğrafyada geçmişten bugüne gelinen noktayı, geleceğe dair kaygıları ve umutları ortaya koyuyor. Fas'ın işgali altında bulunan Batı Sahra'dan, Ortadoğu ülkelerine kadar ülke ülke somut durumu tartışıyor, Arap Baharı isminin yanlışlığını anlatıyor.
Diplomatların ağdalı, uzun ama genelde az şey söyleyen tarzından uzak; kısa, net değerlendirmelerle bilgi birikimini kaleme alan usta bir yazar Abascal.
ABD-Körfez sermayesi-Siyonizm ortaklığı, AKP’nin ‘yeni Osmanlıcılığı’, ülkemizin sol geleneği, Kürt halkının geleceği kitabın işlediği konular arasında.
Bölgemizde emperyalizmin yarattığı öfkeden beslenen İslamcılık, emperyalizmin çıkarları ile halkın öfkesi arasında duruyor. Bu İslamcı kadrolar için de Batı için de bir gerilim nedeni. Mısır darbesi bunun altını çizdi.
Ortadoğu büyük bir pazar ve büyük enerji kaynaklarına sahip. Burada iki eksen oluşuyor. İslamcılar, Siyonistler, bölge ülkeleri, ABD'nin gücünü sınırlayarak gücünü artırmaya çalışan Çin ve Rusya. Abascal bu tabloda ABD'nin sonbaharını, çöküşe doğru gidişini, çok kutuplu bir dünyayı görüyor.
Küba Devrimine genç bir militan olarak katılan, diplomatik görevi boyunca emperyalizme karşı 'halkların haklı davalarıyla dayanışma ilkesiyle hareket eden' Abascal, kitabının odağına Suriye'yi oturtmuş durumda. Bölgedeki solun eksiklerini, bölünmüşlüğünü hatırlatmayı bir an olsun bırakmadan 'gerçek devrimcidir' sözüne bağlı kalarak, imkanlara ve tehlikelere işaret ediyor.
ABD ve müttefiklerinin, 'yapıcı kaos' doktrini, 'rejim değişikliği' planları karmaşık gibi görünmekle birlikte, Nazi Propaganda Bakanı Goebbels tarzı yalan propagandayla kitlelerin hareketsiz bırakılmasına dayanıyor. 'Ortadoğu'da İmparatorluğun Sonbaharı' yalanların zihnimizde bıraktığı tortuları temizlemede, 'kapitalist üretim tarzının ve verili durumda ABD'nin çöküş sürecine girmekte olduğunu düşünmek için var olan sebepleri' değerlendirmede ufkumuzu açacak bir kitap.