Başka bir deyişle, on yedinci yüzyıl insanı değil Tanrı'yı düşünür. Neden insanı düşünmez? İnsanı düşünemez, çünkü insanda bileşen kuvvetler kuvvetlerle öyle ilişkiye girer ki oluşturdukları bileşik, insan değil Tanrı' dır.
Dolayısıyla, elbette, on yedinci yüzyıl insandan bahseder, ama insanı kuvvetlerin bileşiminden ortaya çıkan form haline getirmez. Bileşik, hem Tanrı hem de böylece ortaya çıkan bütün sonsuzluk düzenleridir.