İstanbul'da Hayat Kadınları, Seks İşçiliği ve Şiddet

İktidarın Mahremiyeti

Aslı Zengin

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Namusa Yaslanan Şiddet
Türkiye'nin toplumsal bağlamı içerisinde bir kadının "namuslu" etiketini hak edebilmesi için kendisinden beklenenler genelde evlilik ve aile jargonu içerisinde dillendirilir: ya bir adamın karısı, ya da bir anne olmak. Evli olmayan kadınların namusu ise bakirelikleriyle ölçülür. Diğer bir deyişle, namuslu kadınlar cinsel güçlerini gösteremezler veya sergileyemezler; aksine cinselliklerini ne kadar sıkı kontrol altına alırlarsa o kadar namuslu sayılırlar. Bunlara ilaveten, toplum nazarındaki namuslu kadın, kendini çocukları ve eşi, yani ailesi için feda etmekte sınır tanımayan, varlığını ailesinin refahına adayan kadındır. Namuslu kadınlar toplum içerisindeki rollerini sadece çekirdek aile içerisindeki rollerine atıflayamazlar. İşin bir de çekirdek aileyi aşıp millete kadar uzanan boyutu vardır ki o da bu kadınların sadece kendi çocuklarına analık etmekle kalmayıp aynı zamanda milletin geleceğine, dolayısıyla millete de analık etmekle yükümlü olmalarıdır. Bütün bu rollerin ışığında düşündüğümüzde önümüze "yakışık alır” kadın kimliğine dair ayan beyan bir resim çıkıyor: "düzgün", yani namuslu, kadınlığın yolu aileden geçiyor ve kendisine varoluş amacı olarak biçilen kaftan ise ailesinin fiziksel ve manevi sağlığını ve varlığını her daim korumak için kendini paralamak oluyor.
Toplumda egemen olan kurallara uymayan kadınları cezalandırmanın başka bir yöntemi ise kadınların sokakta gördükleri cinsel taciz. Kadınların toplum içerisinde bedenlerine yaptıkları cinsel yatırımlar cezalandırılırken, erkeklerin "kötü kadın"lara uyguladığı sözlü ya da fiziksel taciz çoğunlukla normalleşmiş ve rutin hale gelmiş durumda. Bu tip olaylarla karşılaşmamak için, kadınlardan bedenlerini erkek bakışının farkındalığına göre düzenleyerek önlem alması bekleniyor. Eğer bir kadın "hafif' davranmayı göze alıyor ve orospu yaftasını kabulleniyorsa, aynı zamanda erkeğin cinsel tacizini de hak etmiş sayılıyor. Pateman'ın da dediği gibi orospuluk, erkek cinsinin sahip olduğu haklara dair kurulan yasanın uygulandığı alanlardan biridir ve bu hakla beraber erkeklerin kadınların bedenlerine erişimi de garanti altına alınmış olur. Bu hak sadece seks işçiliği yapan kadınları erkeklerin erişimine sunmaz; aynı zamanda "orospu"yu hatırlatan ya da andıran her türlü tutum, davranış ve giyim tarzına sahip kadın da erkeklerin erişim alanlarının bir parçası olarak görülebilir. Bu erişim yukarıda bahsettiğim gibi sözlü veya fiziksel taciz şekillerinde olabilir. Dolayısıyla kadın cinselliğinin toplum içerisindeki sunumunun, "orospu" bedeninin simgesel işleviyle denetlendiğini ya da yasaklandığını söyleyebiliriz.
Reklam
19. yüzyılda genelevlerin açılması izne bağlanmış ve bu genelevlerde genellikle gayrimüslim kadınlar çalışır olmuşlardır. Müslüman kadınların ise fuhuş yapması resmi olarak yasaktı. Hatta bu yasak edebiyat alanına dair sıçramış ve Halit Ziya uşaklıgil’in fuhuşa sürüklenen Müslüman genç bir kızı anlattığı romanı Sefile sansüre takılarak yasaklanmıştır.
Sayfa 21 - Metis, 4. Basım Ekim 2022Kitabı okudu
"O.....u "nun bedeni, gerek çağrıştırdığı anlamlar gerekse toplumda varoluş biçimiyle yıllardır kadınlık tahayyüllerimize işlemiş ve ka­dınlığın ahlaki formunu şekillendirmiş bir beden.Simgesel olarak oynadığı rolle cinselliğin toplumsal olarak tanımlanmasında büyük bir öneme sahip.Jones'un belirttiği gibi, özellikle modenite ile bir­likte kadın cinselliği etrafında kurulan anlamlar, "bakire/ anne/ fahi­ şe" üçlemesini kadınların önüne bir model olarak koymuştur.Bu üç­lemedeki fahişe, diğer iki kategorinin saygınlığının da garantisini sağlar.Türkiye'deki durum da pek farklı sayılmaz: Kadınlar ya ken­dileri ya da çevreleri tarafından yapılan yatırımlarla bu üç kategori arasından bir pozisyona yerleşiyor ve/veya yerleştiriliyorlar."Feda­kar anne", "iyi kadın" ya da '.'aile kızı" kavramları toplumun örmüş olduğu kodlar arasında saygın yerlere işaret ederken, "kötü kadın", "orospu" ya da "sokak kadını" toplumsal ahlak hiyerarşisi­nin en alt kademelerinde kalıyor.
Ahlakın Çizdiği Mekin Haritaları
...Jones'un belirttiği gibi, özellikle modernite ile birlikte kadın cinselliği etrafında kurulan anlamlar, "bakire/anne/fahişe" üçlemesini kadınların önüne bir model olarak koymuştur. Bu üçlemedeki fahişe, diğer iki kategorinin saygınlığının da garantisini sağlar. Türkiye'deki durum da pek farklı sayılmaz: Kadınlar ya kendileri ya da çevreleri tarafından yapılan yatırımlarla bu üç kategori arasından bir pozisyona yerleşiyor ve/veya yerleştiriliyorlar. "Fedakar anne", "iyi kadın" ya da '.'aile kızı" kavramları toplumun örmüş olduğu ahlaki kodlar arasında saygın yerlere işaret ederken, "kötü kadın", "orospu" ya da "sokak kadını" toplumsal ahlak hiyerarşisinin en alt kademelerine kalıyor.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.