İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası Gönderileri
İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası kitaplarını, İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası sözleri ve alıntılarını, İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası yazarlarını, İktisadi Çözülmenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görülüyor ki, kadim çağlardan beri aristokrat (muharip ve hâkim) tabakanın imtiyazlarını birinci planda tutmayı itiyad edinmiş olan muhafazakâr ve ananeci ahlâk telâkkisi, ister dosdoğru iktibas yolile alınmış, ister mümasil şartlar altında kendiliğinden türemiş olsun, türk-islâm düşüncesine ve siyaset dünyasına yabancı kalmamıştır.
"Mal ömrün huzur ve asayişi içindir, ömür mal cem'eylemek için değildir!" demişti Sadi. Yaşamaktan murat huzur ve selâmet içinde ömür sürmek olduğuna göre, iktisadî faaliyet o gayenin emrine lüzumlu vasıtaları -geçim imkânlarını- hazır tutmakla mükellef demektir. Bu madûn mevkii aşarak, başlı başına bir gaye olmak iddiasile diğer kıymetler üstüne sivrilen kazanç faaliyeti anormal, marazî bir bünye gelişmesinden (hypertrophie'den) farksızdır. Böyle bir gelişmenin yükleyeceği ağırlık altında ezilmek, hüviyetini kaybetmek korkusunu doğurur.
İçtimaî ve siyasî hayatta vaz geçilemez bir fazilet örneği gibi tutunmuş ve yerleşmiş kelimelere yol üstünde rastladıkça, hoşa gitmeseler bile kalıp hâlinde atılamadıkları için, mânâlarına inmek ve değiştirmek, bugünkü rejim kavgalarının dahi tuttuğu dikenli ve dolambaçlı yolu teşkil etmektedir. "Demokrasi" ile en küçük ilişiği olmayan rejimlerin "halk demokrasileri ve cumhuriyetleri" sözünü kullanmaktan vaz geçememeleri, yukarda anlatılan halin ibret verici misâllerinden biri olsa gerektir.
Nüfuz ve iktidar sahiplerini oldumolası mal ve servet peşinde koşturan saikleri alelâde kâr ve rantabilite ölçüsünden büsbütün başka maksatlarda aramalıyız. Bunlar yerine göre: Siyasî hayatta pâye ve itibar sahibi olmak; debdebe ve saltanat sürmek; ünvan ve asalet satmak; nam ve nişan peşinde başkalarile yarışmak vs...
Ve feodal hayatın asırdan asra aktardığı ağalık ve efendilik şuuru: Bol tüketimin, hele görünüş ve gösterişin çekici etkisinden hiçbir zaman uzak kalmamakla beraber, kendini gündelik iktisadî kaygıların üstünde görmeğe alışık, üretimi ve değer yaratmayı kendinden başkalarının sırtına yüklemiş görmek isteyen zihniyet!
Hangi çağ veya çevre söz konusu olursa olsun, zihniyetin kapsamı içinde değişik davranış tipleri sıralanır. Ayrı sınıf ve zümrelerin farklı hayat anlayışından doğan bu tipler göz önüne alınmadıkça devrin ve çevrenin zihniyeti hakkiyle anlaşılmış sayılmaz.