"Yüce Allah cennet ehline;
'Ey cennet ehli!' diye hitap eder.
Onlar da; 'Buyur ey Rabbimiz, emrine amadeyiz.' derler.
Yüce Allah; 'Razı oldunuz mu?' diye hitap eder.
Onlar da; 'Niçin razı olmayalım ki mahlûkatından hiç kimseye vermediğin nimetleri bize verdin.' derler.
Yüce Allah: 'Ben size bundan daha üstün olanını vereceğim.' diye buyurur.
Onlar da: 'Ey Rabbimiz! Bundan daha üstünü ne olabilir ki?' derler. Bunun üzerine Yüce Allah; 'Ben size rızamı bağışlıyorum, bundan böyle artık ebediyen size kızmam!' buyurur."
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah kıyamet gününde cehennemliklerin en hafif derecede azap görecek olan kişiye hitaben:
'Eğer dünya her şeyiyle senin olsaydı, şu azaptan kurtulmak için fidye olarak verir miydin?' diye soracak
O da; 'Evet fidye verirdim.' diyecek Bunun üzerine Yüce Allah:
'Sen Adem'in sulbünde iken ben senden bundan daha kolay olanını istemiştim: Bana hiçbir şeyi ortak kılmamanı istemiştim.Fakat sen bana ortak kılmaya devam edip durdun.' buyuracaktır."
"Birtakım melekler geceleyin, diğer birtakımı da gündüz vakti birbiri ardınca gelip sizin aranızda bulunurlar. Onlar sabah namazı ile ikindi namazında bir araya gelirler. Geceleyin aranızda kalmış olanlar Allah'ın huzuruna çıkarlar. Yüce Allah kullarının hâlini çok iyi bildiği halde, meleklere: 'Kullarımı ne halde bıraktınız?' diye sorar. Melekler: 'Onları namaz kılarken bıraktık; yanlarına da namaz kılarken varmıştık' derler."
"Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve kendime şöyle söz verdim: Kim onları vaktinde kılmaya devam ederse onu cennete koyarım. Kim de onları vaktinde kılmaya devam etmezse ona verilmiş bir sözüm yoktur."
"Ben Rahman'ım, akrabalık bağları ise rahim adını taşır. Ona kendi isimlerimden birini verdim. Kim bu bağlara riayet ederse, ben de o kişiyle aramdaki bağlara riayet ederim. Kim de bu bağları koparırsa. ben de onunla olan bağımı koparırım."