İlişkilerde Onur Mücadelesi

Donna Hicks

İlişkilerde Onur Mücadelesi Posts

You can find İlişkilerde Onur Mücadelesi books, İlişkilerde Onur Mücadelesi quotes and quotes, İlişkilerde Onur Mücadelesi authors, İlişkilerde Onur Mücadelesi reviews and reviews on 1000Kitap.
Meslektaşlarımızla veya sevdiklerimizle bir tartışma yaşadığımızda ve bilerek ya da bilmeyerek birbirimizin haysiyetini ihlal ettiğimizde, öteki kişinin gözlerinin içine bakıp şu sözleri söyleyebilecek miyiz? "Seni anlamak istiyorum. Seni dinlemek ve en az senin de benim hikayemi duymanı istediğim kadar, senin hikayeni duymak istiyorum. Arkadaşıma, ilişkimizin benim için en az haklı olma ihtiyacım kadar önemli olduğunu söyleyebilmek isterdim. Bir ulusun bunu, diğerine söyleyebildiğini düşünmek isterdim. Saygınlığını onurlandırmak, buna başlamak için bir yoldur.
Savunmasızlık uzlaştırıcıdır. Kendini açmanın, yani kendini savunmasız hale getirmenin insanların da yüreklerini açması paradoks gibi görünebilir, ama gelişimsel terimler açısından , bu yalnızca değerlerine dair farkındalığı bağımlılık evresinde olanlar için bir paradokstur.
Reklam
Değerin bu dışardaki algısı her ne kadar çocukluk döneminde gelişmeye başlasa da, yetişkinlik döneminde de devam edebilir. Bu evredeki insanlar onurlarının başkalarının elinde olduğunu hissederler. Eğer övgü ve onay almazlarsa veya kendilerine kötü muamele edilirse, kendilerinden kuşku duymaya başlarlar ve değerlerinin çevreden onaylanmasını talep ederek, enerjilerini başarısızlık ve aşağılık duygularına son vermek için harcarlar .
Bizi destekleyen insanların yanındayken neden iyi hissettiğimizin biyolojik bir açıklaması vardır. Oksitosin hormonu, hoş duygular oluşturarak açığa çıkar. Haysiyet ihlallerinin negatif etkilerini geriye döndürebilecek güce sahiptir, stres hormonu kortizolü azaltır, kan basıncını ve tüm sempatik sinir sistemi etkinliğini düşürür. Kısacası, acı verici bir olay yaşadığımızda tetiklenen tüm tepkilere karşı koyabilir.
Sosyal destek ve bunun stresli durumları rahatlatmada gösterdiği pozitif etki üzerine yapılan araştırmaların ortaya koyduğu açıktır. Başkalarıyla güçlü sosyal ilişkilere sahip insanlar stresli olayları, böyle sosyal ilişkilere sahip olmayan insanlara göre daha kolay atlatırlar. Diğer bir güçlü bulgu, insanların tehditlere yalnızca savaşarak ya da kaçarak değil, aynı zamanda başkalarıyla bağ kurmaya çabalayarak tepki verdiklerini gösteriyor.
Kolombiya Üniversitesi'nden bir sosyal- sinirbilimci olan Kevin Ochner'ın elinde, bir olay hakkında düşünme şeklimizin, o olaya dair duygusal deneyimimizi değiştirebileceğini gösteren bir kanıt var. Bu tip bir bilişsel yeniden değerlendirme, eski beynimizin (amigdala) katılımını azaltacak ve beynimizin yeni kısmındaki ( anteriyör singulat korteks) faaliyeti arttıracak şekilde nörobiyolojimizi etkiler ki bunun, hissetme şeklimizi değiştirme gücü vardır.
Reklam
Narsistler için eleştirilmek katlanılamaz bir şeydir. Tutunabilecekleri bir içselleştirilmiş öz- değer algısı olmadan, başkaları onlara davranışları hakkında geri bildirimde bulunduğunda, yapıcı yorumları bile değerlilik algıları için bel bağladıkları o kusursuz imgeye gelen negatif darbeler olarak algılarlar.
Narsisizm , ebeveynlerin çocuklarına yeterli miktarda bakım ve duygusal destek sağlayamadıkları için ortaya çıkan, normal benliğin gelişim bozukluğudur. Ebeveynler, çocuklarının bireyselliğini fark edememiş ya da buna saygı duymayı becerememiştir ve belki de çocuğu belirli bir yönde biçimlendirme girişiminde bulunmuşlardır. Çocuk için gerçek bir benlik ortaya çıkmamıştır; bunun yerine ideal benliğin ( çoğunlukla da mükemmelliğin) bir imgesi ve ebeveynleri tarafında, çocuğu başkalarının belirli bir biçimde görme arzusu vardır. Bu imgeye yapılan yatırım, gerçek bir benlik hissinin aksine, bir narsisistliği karakterize eder. Enerji, narsisistin gerçek hislerine pahasına bu imgenin geliştirilmesine yönlendirir.
Sorunlar, üzerimizde negatif etkileri olan insanlarla tekrar tekrar rastladığımızda ortaya çıkıyor. Daniel Goleman, zararlı insanlara uzun süre maruz kalmanın sonucunda açığa çıkan ''yavaş zehir'' yüzünden, bağışıklık sistemimizin er ya da geç zayıfladığını gösteren bir araştırmayı izah ediyor.
İnsanlarla etkileşime girdiğimizde, sosyal beyin o insanlarla aramızda sinirsel bir köprü kuruyor. Sinirsel devre sistemi duygularımızı etkinleştiriyor ve ne kadar diğer insanların etkisine maruz kalırsak o kadar büyük bir duygusal güç harekete geçiyor.
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.