Otuz sene dediğimiz, o gençlikte uzun görünen kısacık müddet, böyle çarçabuk, körü körüne akar, gider; zihinde ancak hatırat denilen bir miktar kum, kil, çakıl mı bırakır?
Çocukluğuma dönüşü değil ama bir çocuk zevkiyle, fütursuzluğuyla bugün kötü tercüme edilmiş bayağı bir romana dalıp kendimden geçmeyi ne kadar istiyorum.