İsmine aldandım bir de 76 sayfalık ufacık ebatına... Gerçi gerçekten de 1850'de yayımlanmış olduğu için "ilk" ve gerçekten de anarşist... Ancak bugün olduğu gibi o günlerde de kendini anarşist olarak tanımlayan birbirine taban tabana zıt onlarca akım var... Bu arkadaş bireyci anarşist ve benim midemin kaldırmadığı bir şey varsa, o da bireycilik. "Toplum benim doğumumla başlar, benim ölümümle biter. Ne geçmişte örnek alacağım birisi ne de geleceği bırakacağım ötekisi ilgilendirmiyor beni. Bu yüzden tarih de gelecek günler için umut etmek de gereksiz benim için" diyen birisine, "eee kardeş o halde ne demeye yazdın bunları" diye sorup yazdıklarını yedirmek isterdim ama, adam yaklaşık 150 sene önce önce ölmüş zaten...
Tabii her bireyci metinde bulunan derin çelişkiler bunda da var; mesela takıntılı bir seçim boykotu savunusu (kendinden başka birisinin varlığını umursamayan yazar için müthiş bir çelişki), tüm gazetelere antipati (manifestosunu ilk kendi çıkardığı gazetede yayınladığını düşününce insan gülümsüyor), evrensel oy hakkı, basın özgürlüğü, siyasi parti hakkı gibi her hakka küçümseyici bir bakış... 76 sayfa bana 760 sayfa gibi geldi desem yeridir. İnsan "acaba yazar egemenleri bu yazdıkları ile sıkıntıdan boğarak öldürmeyi mi amaçladı" diye düşünmeden edemiyor. Şükürler olsum ki ben iyiyim :)