Turgenyev’in Çarlık Rusya’sında geçen “İlk Aşk” romanında etkileyici aşk öyküsünü dile getirirken, toplum yapısını ve toplumdaki değişimleri, aile içi ilişkileri, tutkuyu, karşılıksız aşkları ve hayal kırıklıklarını da okuyucuya sunar. Turgenyev görünüşte bir “aşk üçgeni” çıkartır karşımıza. Ama aslında bir “aşk-çokgeni” bu; çökmeye yüz tutmuş taşradaki aristokrat bir ailenin genç kızı çevresinde “defile yapan” lüzumsuz entelektüeller, ömrünü doldurmuş, varlık nedenini yitirmiş, cesaretsiz, irade yoksunu bir sosyal katmanın “temsilini” sunuyorlar. Kendinden epey büyük, çok canlı, hareketli ve çekici bu kıza âşık olan kitabın küçük kahramanı, delicesine âşık olduğu kızla babasının ilişkisini öğrendikten sonra olaylar genç kız, baba ve oğul arasında gelişir. Artık genç âşık, sadece masallarda kalmış bir masumiyetin, çoktan yitirilmiş bir saflığın ve temizliğin simgesidir.