Bu beklenmedik mutluluğumun üzerine öylesine titriyordum ki, korkmaya bile başlamıştım; bu hissettiklerimin yaratıcısı Zinayda’yı görmek bile istemiyordum. Kaderimden başka bir şey istemeyecekmişim, şimdi artık “tutup son bir kez daha güzelce derin bir soluk almak, sonra da ölmek” gerekiyor gibi geliyordu bana.