Ama her şey söylenmeden kalıyordu. Karşılıklı anlaşmayla yürüdükleri sessizlik caddeleri olmuştu; öteki yoldan, açıkça konuşma yolundan gitmek istememişlerdi, çünkü varılacak yer çok belirsizdi. (...) Kendi duygularını anlamaktan öyle korkuyorlardı ki, yalnızca onları açığa vurmayan şeylerden konuşuyorlardı.