Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlk Toplumların Değişimleri

Serol Teber

İlk Toplumların Değişimleri Sözleri ve Alıntıları

İlk Toplumların Değişimleri sözleri ve alıntılarını, İlk Toplumların Değişimleri kitap alıntılarını, İlk Toplumların Değişimleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sürü toplumu, zaman içinde üretim güçlerinde görülen gelişmelere yanıt veremez duruma gelmiştir. Sürü toplumu, her şeyden önce dayanıklı olamamıştır. Toplumu oluşturan insanlar arasında birliği, dayanışmayı sağlayacak güçlü bağlar kurulamamıştır. Toplum herhangi bir nedenle kolayca dağılabilmiştir. Bu koşullar altında, toplumu oluşturan Insaniarı birbirlerine sürekli bağlayacak birarada tutacak, biyolojik ya da toplumsal yasalar, düzenlemeler oluşamamıştır.
Eskimolar, çorbayı bile aynı kaptan içmişler ya da tek bir kaşık kullanmaya özen göstermişlerdir. Eskimolar arasında, aile birimleri içinde, ayrı kaşıklarla yemek yemek, toplumun ortak ürününden, yemeğinden, çorbasından sağlanan bir tür ayrıcalık, onur kırıcı bir davranış olarak değerlendirilmiştir...
Reklam
Birlikte, çalışmanın yoğunlaşması, üretimin verimliliğinin gelişmesi, insanlaşma sürecinin başlangıç dönemlerinin öldüresi zorluklarının aşılmasında tek güvence olmuştur. Kadınların, gebelik, doğum, yavrularla uzun süreler ilgilenme, birlikte yaşama zorunluluğu, onları sürünün biyolojik-tinsel merkezi durumuna getirmiş buna karşın, toplumsal üretimdeki etkinliklerini sınırlamıştır. Bu nedenle, bu tarihsel dönemlerde, ananın-dişilerin toplum içindeki etkinliklerinden sözedilebilir, ancak bu hiç bir zaman, ya da genellikle, kadınların egemenliği biçiminde yorumlanmamalıdır... Toplum içinde etkin bir rol, oynamak ile, topluma egemen olmak ayrı kategorilerdir. Bu ikisinin karıştırılması çok kere ilktoplum aşamalarındaki tarışmalara önemli zorluklar getirmektedir.
İlk toplumların gelişme süreçleri içinde başlıca iki demokrasi biçimi tartışılmaktadır... Bunlardan birincisi, avcı-toplayıcı-balıkçı temel ekonomisinde, konar göçer yaşayan ve ancak doğal koşulların zorlamasıyla biraraya gelmiş insanların oluşturdukları zorunlu doğal demokrasidir... Burada kimi kişisel eşyalar dışında özel mülkiyet yoktur; yaşamın-ekonominin temelini ortak mülkiyet, dayanışma içinde bir arada çalışma koşullar. Bu toplumlarda, sürekli ve değişmez yönetim aygıtları yoktur. Yönetim ortaklaşa sürdürülür. Yetenekli avcıların, deneyli insanların bir süre toplumu yönetmelerine, yönlendirmelerine topluca karar verilir. Ancak, bu konum kalıtsal değildir. Ayrıca, yöneticilik konumu, kişilere hiçbir zaman ve hiçbir toplumsal ekonomik ayrıcalık getirmez. Tersine, onlardan büyük özverileri gerekli kılar.
Eskimo toplumlarında, zaman zaman görülen kadın azlığı nedeniyle, kadınların, kocalarının yanına birkaç erkeği daha alarak çok kocalı bir yaşam sürdükleri sıklıkla saptanmıştır...
Bazı ağır açlık koşullarında, Eskimolar, kızaklarındaki derileri, anoraklarını, çizmelerini, ağızlarında uzun süreler çiğneyip yiyerek, gerçek bir yaşam savaşı vermeye çalışmışlardır... Uzun süren böylesi zor durumlarda, son seçenek olarak, Eskimoların, çocuklarını ya da ailenin yaşlılarım yedikleri sıklıkla anlatılmıştır... Açlık koşullarında, bir yaşlı Eskimonun, kendisinin yenmesini sıradan bir olayımışcasına, önerdiği ve bunun, çevrede hiç de olağanüstü bir davramış olarak karşılanmadığı sıkça yansıtılmıştır... Rassmussen, yeni doğmuş çocuğunu yiyen bir Eskimo kadınının, bunun tadının, yavru bir ayıbalığınınkine benzediğini söylediğini yazmıştır...
Reklam
Ateşin günlük yaşama girmesi insanlar arasındaki ilişkileri çok yönlü etkilemiştir. Örneğin, ateş ocağı, toplumun buluştuğu, birlikte yemek yedikleri, konuştukları, bilgi deney değiş tokuşu yaptıkları 《kutsal》 bir yer olmuştur. Insanlara bir anlamda büyük bir güvence ve mutluluk veren ateşin-ateş ocağının bu doğal biyolojik toplumsal işlevi günümüz koşullarında bile sürmektedir...
Hıristiyan dünyası için, İncil'de sözü edilen Mezopotamya, salt bir doğa parçasını tanımlamanın ötesinde, inananların babası Abraham'ın yurdunu betimlemek için de kullanılmakta, ilk <<kutsal yurdu», «Cenneti» de kapsamakta, simgelemektedir...
Kilise ve feodalizm, büyük engizisyon aygıtının da, aracılığıyla tüm tartışmaları susturmuş ve 《o zamandan beri Güneşin altında yeni bir şey yok》 diye tek tümcede özetlenebilen, insanın, insan topluluklarının ve kültürlerin, bir kerede, ve de Tanrı tarafından yaratıldığını, resmi kilise kuramı olarak yüzlerce yıl tartışmasız benimsetmiştir
Ok ve yayın kullanılmaya başlaması tarihsel gelişimi, üretimi, topluca çalışmayı ve de toplumsallaşmayı yeniden ve yeni boyutlarda etkilemiştir.
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.