İlk Toplumların Değişimleri

Serol Teber

En Yeni İlk Toplumların Değişimleri Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İlk Toplumların Değişimleri sözleri ve alıntılarını, en yeni İlk Toplumların Değişimleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün büyük görkemine ve gönencine karşın, Akad Devleti, kendi halkına karşı uyguladığı iç militarizm ve dışta düşmanlarına karşı sürdürmek zorunda kaldığı dış militarizm eylemlerinin etkisinde daha fazla ayakta kalamayarak tarihten silinmiştir...
Lagaş kralı Urukaginas'ın yazılı reform yasaları, insanlık tarihinin şimdiye değin bilinen ilk yasalarıdır. Bunlar, Hammurabi Yasalarının ilk öncülleri olarak nitenmişler ve gelişmekte olan sınıflı toplumların ekonomik, toplumsal, politik biçimlenişlerini tüm çıplaklığıyla sergilemişlerdir...
Reklam
Sümerlerin, Mezopotamya'ya geliş süreçleri içinde henüz komünal üretim ilişkileri içinde ve ilktoplum aşamasında oldukları ve sınıfsal ayrışımların başlamadığı varsayılmaktadır. Sümer toplumlarının, o dönemlerden kalma söylencelerinde, <<buralarda aslan ısırmaz>>, «kurt kuzuyu kapmaz», «hiçbir kadın, ben yaşlıyım demez», «hiçbir erkek kocadığından söz etmez», «buralarda dul ve yaşlı bulunmaz>> dedikleri saptanmıştır...
Hıristiyan dünyası için, İncil'de sözü edilen Mezopotamya, salt bir doğa parçasını tanımlamanın ötesinde, inananların babası Abraham'ın yurdunu betimlemek için de kullanılmakta, ilk <<kutsal yurdu», «Cenneti» de kapsamakta, simgelemektedir...
Eipolar, araştırmacıların, ateş testeresi adını verdikleri, çok kolay bir yöntemle ateş yakabilmektedirler. Bunun için bir ağaç parçası kenarından yarılıp arasına bir parça kuru ot konmaktadır... Özellikle sarmaşık dallarından yapılmış, ip benzeri bir dal parçası, bu yarık odunun çevresinde hızla döndürülmekte ve birkaç saniye, en çok 1-2 dakika içinde güçlü bir ateş yakılabilmektedir. Araştırmacılar, ateşi buraya kadar Prometheus'un getirme olasılığını biraz zayıf gördüklerinden, bu insanların, bu denli sade ama yüz de yüz sonuç veren bir yöntemi nasıl geliştirmiş olabileceklerini tartışmaktadırlar... Bu yoğun yağmur bölgesinde, en iyi bir kibrit ya da çakmakların bile her zaman yanmadığı düşünüldüğünde, bu ateş testeresinin önemi daha iyi kavranmaktadır
Yaşam için dirimsel gereksinim duyulan üretim araçları dışında, herhangi bir şeyi koyacak, saklayacak bir yeri bile olmayan Eskimoların, günlük konuşmalarında, çalmak, sömürmek gibi sözcüklere pek rast gelinmemiştir...
Reklam
Eskimolar, çorbayı bile aynı kaptan içmişler ya da tek bir kaşık kullanmaya özen göstermişlerdir. Eskimolar arasında, aile birimleri içinde, ayrı kaşıklarla yemek yemek, toplumun ortak ürününden, yemeğinden, çorbasından sağlanan bir tür ayrıcalık, onur kırıcı bir davranış olarak değerlendirilmiştir...
Eskimo toplumlarında, zaman zaman görülen kadın azlığı nedeniyle, kadınların, kocalarının yanına birkaç erkeği daha alarak çok kocalı bir yaşam sürdükleri sıklıkla saptanmıştır...
Bazı ağır açlık koşullarında, Eskimolar, kızaklarındaki derileri, anoraklarını, çizmelerini, ağızlarında uzun süreler çiğneyip yiyerek, gerçek bir yaşam savaşı vermeye çalışmışlardır... Uzun süren böylesi zor durumlarda, son seçenek olarak, Eskimoların, çocuklarını ya da ailenin yaşlılarım yedikleri sıklıkla anlatılmıştır... Açlık koşullarında, bir yaşlı Eskimonun, kendisinin yenmesini sıradan bir olayımışcasına, önerdiği ve bunun, çevrede hiç de olağanüstü bir davramış olarak karşılanmadığı sıkça yansıtılmıştır... Rassmussen, yeni doğmuş çocuğunu yiyen bir Eskimo kadınının, bunun tadının, yavru bir ayıbalığınınkine benzediğini söylediğini yazmıştır...
Sömürgeciler, Avustralya yerlilerine gerçek bir soykırım uygulamışlardır. İngiltere, daha 1783 yılında, kaptan Arthur Phillip denetiminde, 757 adi suçluyu Avustralya'ya göndererek, bu Anakaranın tüm güzelliklerini sistemli bir biçimde tahrip ettirmiştir. Bugün bile, sayıları ancak 40.000 dolaylarında olduğu varsayılan Avustralya'nın safkan yerlilerine karşı büyük hir baskı ve yoketme yöntemi uygulanmaktadır
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.