Saadet Devrini İzleyenler

İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.)

Ahmet Lütfi Kazancı

En Yeni İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.) sözleri ve alıntılarını, en yeni İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En sağlamından en hastasına kadar her insanı günler adım adım ölüme yaklaştırır ama insan bunu düşünmek bile istemez.
Sayfa 201
Hz. Esma, daha sonra Hz. Ali ile evlenecek ve küçük oğlu Muhammed b. Ebi Bekir, Hz. Ali Efendimizin terbiyesinde yetişecekti.
Reklam
Busra ordusunun yeni komutanı meydana çıktı, kendini tanıttı ve çarpışmak üzere karşısına er gönderilmesini istedi. İslâm ordusundan bir yiğit geldi ve onun karşısına durdu. O da kendini tanıttı, Halife Ebû Bekir'in oğlu Abdurrahman'ım, dedi. - Ordu komutanı sen misin? -Hayır, ben sadece bir neferim. Komutanımız Şürahbil b. Hasene'dir. Dün gelen birliğin komutanı Halid b. Velid ise Başkomutanımızdır.
Hz. Osman, öz amcası Hakem'in Mekke'den kovulmasını ve Taif'te mecburi yerleşime tabi tutulmasını pek hoş karşılamış olamazdı. Ama asıl hoş olmayan, Seyyidü'l-Enbiya Efendimiz(s.a.v)i böyle bir kararı vermeye zorlayan olumsuz davranışlardı. Buna rağmen o, bulduğu ilk fırsatta Hakem'i, Medine'ye getirip yerleştirmedikçe rahat edemeyeceğini biliyordu. Nitekim, Hz. Ebû Bekir'in hayır dediği, Hz. Ömer'in kabul etmediği bu dönüşü, kendi hilafet günlerinde gerçekleştirecek ve Resûlullah Efendimiz(s.a.v) tarafından hakaretle kovulan sevgili amca, bu defa izzet ve ikram içinde getirilip Hz. Osman'a ait konağa yerleştirilecekti. Ama bu defa Hakem ve oğlu Mervan yine havayı bulandıracaklar, özellikle Hz. Osman'ın şehit edilmesiyle ilgili fitne ve fesadın pek çoğu, bu ailenin ve özellikle Mervan'ın başının altından çıkacaktı. Kovulmuş olarak ayrıldığı Medine'ye, Halife'nin özel ikramına nail olarak dönen Hakem, resmen "lade-i itibar" muamelesi görmüş oluyordu. Halbuki Muhacir ve Ensar grubundan hiç kimse Hz. Osman'a: - Ne iyi ettin de amcanı getirdin, demeyi aklından bile geçirmiş değildi. Hatta onun adına üzülmüşlerdi. Hz. Osman'ı öldürmek üzere gelen asilerin karşısında, Medine halkı ses çıkarmadı da bir bakıma seyirci kaldılarsa bunun baş sebebi, Hakem ve Mervan hakkında takib edilen yanlış tutum ve davranıştı.
Tevbe sûresinin son iki ayetine gelindiği zaman, durum değişikti. Istenilen şartlara uygun olarak bu ayetleri getiren yoktu. Sadece Huzeyme b. Sabit gelmişti.
Hz. Ömer, "Kimin yanında Resulullah Efendimiz(s.a.v)in yazdırdığı Kur'ân âyeti varsa getirsin" diye ilân etti. Böylece yassı taşlar, hurma lifleri, enli kemikler, deriler, kağıtlar.. Akın akın gelmeye ve Fatiha sûresinden itibaren Kur'ân âyetleri kaydedilmeye başlandı. Kayıtlar yapılırken, yirmi beşi Kureyşten, ellisi Ensardan olmak üzere yetmiş beş kişilik bir şahitler grubu, olayı dikkatle takip etmekte idi." Ayetler getiriliyor ve Zeyd'e teslim ediliyordu. Getiren adama: - Bu âyetleri Resûlullah Efendimiz(s.a.v)in huzurunda mı yazdın?.. sorusu soruluyor, evet dediği ve bu sözünü iki şahitle ispatladığı takdirde o ayetler yazılıyordu.
Reklam
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.