İmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili
Celil Bozkurtİmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili Gönderileri
İmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili kitaplarını, İmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili sözleri ve alıntılarını, İmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili yazarlarını, İmparatorluğu Yıkan Örgüt: Nili yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NİLİ casusları, İsrail'in mitolojik kahramanları gibi Siyonizm tarihindeki yerini almış durumdadır. İsrail, bunun bir ifadesi olarak NİLİ örgütünün doğduğu Aaronsohnların Hayfa'daki evini “NİLİ Müzesi” olarak hizmete soktu. Müze'de Aaronsohn ailesine ait eşyalar, ziyaretçiler tarafından kutsal emanetler gibi muamele görmektedir. Aaron, Sarah, Lishansky, Belkind vs. gibi casuslar, İsrail'in kurucuları olarak şükranla yad ediliyor. Zaman zaman posta pullarını da süsleyen casuslar, birer kahraman olarak gençlerin dimağına kazınıyor.
Türklere gelince...
Türkler, NİLİ'nin bir imparatorluğa ve binlerce vatan evladına mâl olduğunu henüz öğreniyor. NİLİ, elbette ki Türk tarihinin silinmez hafızasına kazınacaktır. Fakat bu örgüt, Türklerin tarih boyunca maruz kaldığı ihanetler zincirinin sadece bir halkası olmaktan öteye geçmeyecek.
Sayfa 176Kitabı okudu
Teğmen Jabotinsky, Kahire'de konuşlanan Yahudi Alayı'nın meydana getirdiği havayı şöyle tasvir ediyordu:
Kız Okulunun bahçesi, Yafa'dan, Kudüs'ten, kolonilerden en güzel elbiseleriyle, bazıları fakirlikten üzerinde eskilerle gelen birçok erkek,kadın, çocukla doluydu. Saçlarına çiçek takmış kızlar, Siyonist bayrağı taşıyan birçok insan, İngiliz askerler, özel bir görevle Tel-Aviv'de konuşlanmış birlikten İtalyan subayları, bizim insanlarımız kadar coşku gösteren Arap seyirciler. Hepsi oradaydı.
Sayfa 163Kitabı okudu
Balfour Deklarasyonu, Filistin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Gerçekte bu belge, Filistin'i Yahudi halkının milli yurdu olarak tanıma prensibinden bahsetmiyor, sadece Filistin'de bir Yahudi ulusal vatanı kurulmasının kabul edildiğini belirtiyordu. Oysaki Siyonistler, buradaki “ulusal vatan” kavramını, aynen Basel Kongresi'nde olduğu gibi bir “devlet” olarak yorumladı ve Filistin'de İsrail Devleti'ni kurmaya odaklandı.”
Sayfa 54Kitabı okudu
Balfour Deklarasyonu ile bir millet (İngilizler), başka bir millete (Yahudilere) üçüncü bir milletin (Arapların) ülkesini vadediyordu. Başka bir deyişle deklarasyon, bir gücün (İngiltere), hükümranlığı hukuken başka bir ülkeye (Osmanlı) ait olan bir toprağı, bir milletten (Araplar) alıp başka bir millete (Yahudilere) devrediyordu. Siyonistlere göre deklarasyon, “İsrail'in tapusu” olarak tescillenmişti.” Filistin Sorunu ve İsrail üzerine çok sayıda araştırması bulunan Türkkaya Ataöv'e göre Balfour Deklarasyonu'nun genel hukuk ve uluslararası hukuk açılarından bağlayıcı hiçbir değeri yoktur. İki devlet arasında bir antlaşma da değil, bir kişinin imzalayıp başka birine yolladığı bir ileti niteliğindedir.
Sayfa 53Kitabı okudu
