Belki Juana zehiri zamanında emmişti. Zehiri emmiş, yok etmiş olabilirdi; ama, ilk göz ağrısıyla ilgili kaygılarını emip yok edememişti. Doğrudan doğruya bebeğin iyileşmesi için dua etmiş de değildi. Bir inci bulup onun parasıyla bebeği iyileştirecek doktoru tutabilmek için dua etmişti. Çünkü insanların kafası da, körfezin görünümü kadar pusluydu.

Sayfa 21 - Milliyet Yayınları - Kasım 1996, İstanbulKitabı okudu

İnci John Steinbeck

Ahmet Öner

@onerahmet·

3mo

O şeyi tam kararında istemek; tanrıya ya da tanrılara karşı çok dikkatli davranmak gerekirdi.

Sayfa 24 - Milliyet Yayınları - Kasım 1996, İstanbulKitabı okudu

İnci John Steinbeck

Reklam

Ahmet Öner

@onerahmet·

3mo

Ama şimdi, geleceğinin nasıl olacağını söylemekle kendisi yaratmıştı o geleceği. Tasarı gerçek bir şeydi. Düşünülen şeyler yaşanmış, denenmiş şeylerdi. Bir kez tasarlanınca, göz önünde canlandırılınca artık o da diğer gerçeklerin arasında bir gerçek olurdu...

Sayfa 33 - Milliyet Yayınları - Kasım 1996, İstanbulKitabı okudu

İnci John Steinbeck

Ahmet Öner

@onerahmet·

3mo

Çünkü... insanlar hiçbir zaman tatmin olmaz, denirdi. Onlara bir şey versen, başka şey de isterler denirdi. Ve bu küçümsenerek söylenirdi. Oysa, kişioğlunun en büyük yeteneklerinden biriydi bu. Elindekiyle yetinen hayvanlara üstün kılan da insanoğlundaki bu özellikti.

Sayfa 30 - Milliyet Yayınları - Kasım 1996, İstanbulKitabı okudu

İnci John Steinbeck