Fakat harf inkılâbı Atatürk inkılâplarının en ilerisinde olanıdır. İnkılâplarda benim kanaatimce en ileri iki tanesi vardır: Biri harf inkılâbıdır, biri de kadınların cemiyete girmesi, kadın hürriyetidir. Bu ikisini en ileride görürüm ben.
İnsan yakın arkadaşları ile uzun müddet çetin işlerde çalıştığı zaman, mutabık olduğu, birbiriyle iyi vakit geçirdiği gün de olur, çatışıp yüksek sesle kavga ettiği gün de... Bu kabil şeylerdi bunlar...
Düşününüz: Biz o kadar güç şartlar içinde muharebe edip, memleketi düşman istilasından kurtarmaya çalışırken dinsizlikle itham olunuyor ve cezalarla hüküm giymiş olarak ilan ediliyorduk. Biz Anadolu'da felaketli bir devre geçirirken İstanbul'da toplantılar, kokteyller vs yapılıyordu. Bunlar hep Anadolu'ya geliyor, yayılıyordu. Sonra düşmanla muharabe ederken İstanbul Hükümetinin silahlı kuvvetleriyle, ordusuyla ayrıca muharebe verdik.
Yani sabit olmuştu ki saltanat idaresinin tekrardan memleket mukadderatına hâkim olması yanlıştı.
Bu hepimizin arasında bir kanaat halinde yerleşmişti.
Atatürk benim, muharebe hatıralarına istinat eden bir soyadı almamı uygun gördüğünü söyledi ve sonra bunu bana yazı ile bildirdi. O mektubunu kıymetli bir hatıra olarak saklarım.
Atatürk'ün soyadı ise ciddi bir mesele olmuştu. Bu iş için parti tarafından rahmetli Recep Peker görevlendirilmişti. Başından sonuna kadar o takip etti. Bir komisyon kurulmuştu ve yapılan teklifler önce orada inceleniyordu. Peker, arkadaşları muhitinde teklifleri topluyordu. Her biri hakkında bana ve Atatürk'e bilgi veriyordu. Hepsini aramızda münakaşa ediyorduk. Sonunda kendisi de teklifler arasında Atatürk soyadını benimsedi ve bir kanunla bu ismi gerçekleştirdik.
Yere bir Yunan bayrağı serilmişti. Atatürk bunu görünce kaşlarını çattı: "Bu ne?" dedi. Dediler ki "Efendim Kral Konstantin buraya geldiği zaman Türk bayrağına basaraktan girdi". Biz de hakikaten o acı vakaya şahit olmuştuk. Fakat ne yapabilirdik? Müdahale etsek bizleri de orada kurşuna dizeceklerdi. Sabrettik ve dedik ki intikamını alırız. Fakat Atatürk'ün büyüklüğü bakın ne kadar böyle insani bir duygusu var ki "Birbayrak" dedi, "Milletinşerefidir. Onunlaoynanmaz. Rica ederim kaldırın bayrağı yerden. Kral bir hata işlemişse, bir gaflet yapmışsa aynı şeyi benim yapmama imkan yok. Evet Yunanlılar bizim düşmanımızdır, mağlup ettik, denize döktük, iş bitti. 'Bayrak' bir milletin şerefidir".
Sayfa 169 - Dünya Kitapları 1. Baskı ( Genişletilmiş) 2004