Gerçekte vahşi ve korkunç bir hayvandan başka bir şey değildir insan. Biz, onu evcilleştirilmiş ve dizginlenmiş haliyle tanıyoruz ki uygarlık dediğimiz şey de budur.
Eskiden tahtın başına gelenin desteği inançtı; günümüzde bu güvendir. Papanın kendisi bile inananların güvenini kazanmaktan çok ona borç verenlerin kendisinin imanına inandırmakla ilgilenir
Kant'a göre madde nasıl ki ancak genişleyen ve daralan güçlerin çatışmasıyla ayakta durabiliyor ise insan toplulukları da ancak nefretin veya öfkenin veya korkunun çatışmasıyla kendini devam ettirebilir.
Zira bizim medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, eğitimli insanlarla, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki?
Lüks denen şey var olduğu sürece, adı ister kölelik ister yoksulluk olsun diğer yanda da aşırı iş yükü ve sefalet olacaktır. Bu ikisi arasındaki temel fark ise köleliğin kökenini şiddetten yoksulluğun ise zanaatten alıyor oluşudur.