You can find İnsan Düşüncesinde Allah books, İnsan Düşüncesinde Allah quotes and quotes, İnsan Düşüncesinde Allah authors, İnsan Düşüncesinde Allah reviews and reviews on 1000Kitap.
Murtaza Mutahharî ile ilk tanışmam oldu bu kitap. Açıkçası Şiî bir âlim olmasından dolayı bazı kuşkularım vardı. Ancak bu eserde felsefî ve kelâmî birikimini estetik bir üslûp ve anlaşılır örneklerle ortaya koymuş ki, açıkçası okurken çok etkilendim ve özgün buldum.
Zaten bu eserin ortaya çıkış şekli, Mutaharrî’nin konuşmalarından yazıya geçirilmesiyle olmuş. O yüzden gayet akıcı gidiyor. Ben, bu eserden, çok farklı görüşlere sahip insanların da istifade edeceği bilgiler olduğunu düşünüyorum...
Biz, öznel ve nesnel farklı şartlarda insan düşüncesi için asalet ve bağımsızlık olasılığı göz önünde bulundurulmadıkça, hiçbir felsefenin anlamı olmayacağını söylemekteyiz.
Eğer bir şey sadece tepki olursa veya sadece fiile tâbi olursa kendisinin bir asaleti olmaz. Bu, insanın hamamda çıkardığı sese benzer veya dağlar arasında bağırdığında duyduğu ses de böyle bir sestir.
“Azametlerin azameti azîz, celîl ve kerîm olan senin adınla ya Allah!
Allah’ım! Gönüllerimizi iman nuruyla nuranî kıl. Kalplerimizi marifet ve muhabbet nurlarının iniş mahalleri kıl. Şek ve şüpheleri gönüllerimizden çıkar.”
Varlık âleminin ihtiyaçsız hakikat olmadan mevcûd olması mantıklı değildir ve bu olmadan gerekçelendirilemez. Tabiat, tabiat ötesi olmadan, yani ihtiyaçsıza dayanmadan muhtaç gerekçelendirilemez.
Eğer bir nazariye birileri tarafından dile getirilir ve bu insanlar bunun çok önemli olduğunu düşünürlerse yanlış olduğunu görmelerine rağmen, bunun yanlış olduğunu artık düşünmezler. Gözleri yanlış olduğunu görür; ancak hayali yanlış olduğunu söylemeye kendisine izin vermez.
Her düşünceyi öznel ve nesnel şartlara bağlamanın sonucu sofist bir felsefeden başka bir şey değildir. Yani her felsefeden şüphe etmenin anlamı, dünyadaki bütün felsefelerin itibarsız olduğudur.
Her düşüncenin kendi öznel ve nesnel şartlarına yüzde yüz bağlı olduğu düşüncesi, insandan düşüncenin asalet ve gerçekliğini almıştır; daha doğrusu insandan, insanî olan beni ve insanî aklî benin asalet ve gerçekliğini almıştır.