İnsanın bilme eylemi ve bunun ürünü olan bilgi, yanlışlardan geçmeden, yanlışları ayıklamadan ve elemeden kazanılmıyor. Öyleyse yanılma, bilmenin olumsuz koşulu dur; en azından, herhangi bir konuda bilgi edinme eyleminin başlangıç aşamasında kaçınılmaz bir durumdur. Yanılma durumu, doğru anlama durumuyla karşılaştırıldığında aşılması gereken bir olumsuzluktur; ama bu çelişki olmasaydı, insana özgü çalışma, emek, doğruyu bulmak için bunca zahmet ve meşakkate katlanma da olmaz ve insan doğruyu hiç aramadan bulabilme rehaveti içinde kalırdı, yani yaşayamazdı, var olmazdı. Öyleyse bilgi, örüldüğü yanılgılar ağıyla birlikte, insan hayatının sürekliliği demektir.