Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlkel Dürtülerimiz Modern Yaşamlarımızı Nasıl Biçimlendiriyor?

İnsan İçgüdüsü

Robert Winston

İnsan İçgüdüsü Sözleri ve Alıntıları

İnsan İçgüdüsü sözleri ve alıntılarını, İnsan İçgüdüsü kitap alıntılarını, İnsan İçgüdüsü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Testosteron, Meslekler...
Farklı meslek gruplarında çalışan Amerikalı erkekler üzerinde yapılan bir araştırmada en yüksek testosteron düzeyine avukatlarda, en düşük testosteron düzeyineyse din adamlarında rastlanmıştır. Beyin hücrelerinin serotonini soğurma kapasitesinin sınırlı oluşunun (bu, depresyonun en önemli göstergesidir) saldırganlık eğilimleriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu, Prozac benzeri ilaçların şiddete yatkın kişileri dizginleyebileceğini gösterir.
KADINLAR , MAKYAJ ...
Kadınlar da cazibelerini gösterirler. Giyim ya da makyaj erkeklerin genellikle çekici bulduğu biyolojik özellikleri vurgular. Örneğin, Viktorya döneminde kadınların giydiği kum saati biçimindeki korseler erkeklerin arzuladığı vücut ölçülerinin yansımasıdır. Allık ve ruj sürülmesi cinsel isteğin artmasıyla birlikte yanak ve dudakların renklenmesinin taklit edilmesidir. Ama ilginç olan şey, etrafta erkekler olmasa bile kadınların giyim ve görünümlerine özen göstermeleridir. Hemcinsler arasındaki rekabet en az erkeklere çekici görünmek kadar önemlidir.
Reklam
KADINLAR, ERKEKLER, ŞİDDET ....GENETİĞİN ÖNEMİ...
Çoğu kız çocuğunun hem annelerinden hem babalarından X kromozomu aldığını, fakat erkek çocuklarının X kromozomunu sadece annelerinden aldığını unutmayın. Bundan dolayı, oğlanlar annelerinden anti-sosyallik genini almakta ama babalarından fren mekanizmasını alamamaktadırlar. Başka deyişle kızların çoğu erkeklerden daha usludur ve bunun nedeni genetiktir. Erkekler kötü davranmaya programlanmıştır. Teoriye göre, erkekler bu nedenle kızlara oranla daha yıkıcı, duyarsız ve anti-sosyal olma eğilimindedirler. Elbette bir çocuk önceden programlanmış bir gen yığını değildir. Yetişme ve sosyalleşmenin davranışlarla çok ilgisi vardır. Oğlanların saldırganlığı ebeveynlerinden ve yakın çevrelerinde bulunan başka kişilerden öğrenme olasılığı kızlara oranla çok daha fazladır. Kızlar bebeklerle, oğlanlar silahlarla oynar ve Barbie bebeklerinin eşyaları arasında bir M16 makineli tüfeği bulunmaz. Genelde pek çok kadın en az erkekler kadar kavgacıdır ve kendileri dövüşmese bile, erkekleri dövüşmeye kışkırtırlar, hatta bu kışkırtıcılığı erkekler dövüşmek istemediği zaman dahi yapabilirler. Askeri tarihçi Martin Van Creveld “Ne kadar tatsız bir gerçek olursa olsun, savaşların nedeni erkeklerin dövüşmeyi ve kadınların da kendileri adına dövüşen erkekleri sevmesidir” demiştir.
Düşünen insanların çoğu bugün evrim teorisini tamamen kabul etmektedir.
Sayfa 17 - Say Yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Kıskançlık
KISKANÇLIK çabuk alevlenen bir duygudur. En küçük sadakatsizlikler hatta en masum hareketler bile kişinin kıskançlığa kapılmasına sebep olabilir. Karısı sadakatsizlik eden Yunanlı erkeğe keratas yani boynuzlu denir; bu, insanın kişiliğine yönelik, zayıflık ya da iktidarsızlığı ima eden acı verici bir hakarettir. Ama kıskançlık kesinlikle erkeklere özgü bir ayrıcalık değildir. Böylece, erkekler daha çok eşlerinin karşılarına çıkan başka bir erkekle seks yapmasından endişelenirken, kadınlar ise eşlerinin kendilerini terk etmesi ve muhtaç bırakması gibi korkunç bir senaryoyla sonuçlanabilecek duygusal bir ilişkiye girmesinden endişelenirler. Farklı farklı kültürlerde yapılmış araştırmalar cinsel kıskançlığın evrensel olduğunu kanıtlamıştır. Kıskançlık iki tarafı da kesen bir kılıçtır; bir evliliğin istikrarını uzun yıllar korumasını sağlayabileceği gibi, bir erkeği karısını dövmeye de itebilir. Erkeklerin doğal olarak daha saldırgan olmalarının sebebi belki de budur.
Yasalar, Ahlak, Zina ....
Yasalar ile kültür ve ahlâk normları “hayvansal” içgüdülerimizi bastırmak ve sınırlamak için konur. Erkeğin seks içgüdüsünde kuvvetli bir sahiplenme niteliği mevcuttur ve bu nitelik boynuzlanmaktan sakınma ihtiyacıyla yakından ilişkilidir. Her hayvan nasıl hayatta kalmak için kendi bölgesini koruma mücadelesi veriyorsa, erkekler de, tıpkı öyle, kadınları tekelleri altına almak üzere evrimleşmiştir. Antik Babil’den günümüz Batı toplumuna dek pek çok uygarlık evlilik bağına ilişkin yasal düzenlemeler yaparken erkeği kadının sahibi konumuna yerleştirmiştir. Modern nikah töreni bile babanın kızını damada vermesi teması üzerine kuruludur. Erkekler farklı farklı kadınlarla seks yapmak, genlerini olabildiğince yaymak için programlanmıştır. Eğer bir erkek başka bir kadını (özellikle de zaten evli olan ve bundan dolayı da bakılması ve beslenmesi gerekmeyen bir kadını) daha gebe bırakma şansını yakalarsa tüm zamanların en karlı evrimsel alışverişini yapma fırsatını kaçırmayacaktır. Kadın zinasının tüm toplumlarda karşımıza çıkması, beni evrimci psikologların çizdiği cinsel bakımdan sakıngan, müşkülpesent kadın portresine kuşkuyla bakmaya itiyor. İnsanlar daima seks yapmak ister. Evlilik dışı cinsel ilişkiler konusunda çok gevşek ahlâk kurallarına sahip olan toplumlarda kadının zina yapması neredeyse erkeğin zina yapması kadar normal karşılanır.
Reklam
Las Vegas adeta kumarhanenin daima avantajlı olduğu gerçeğini anlatan bir ışıklı reklam tabelası gibidir. Kumarhaneler bu gerçeği kanıtlamak için her sene Amerikalıların 60 milyon dolarını almaktadır.
Sayfa 253 - Say yayınlarıKitabı okudu
Sevgi Hormonu....
Sevgi Hormonu Erkeklerin seks yaptıktan sonra neden sırtlarını dönüp uykuya dalacak kadar mutlu olduklarını hiç merak ettiniz mi? Bu belki aşırı egzersiz yapmanın kaçınılmaz sonucudur; belki de asıl sorumlu oksitosindir. Bu hormon vücutta birkaç rol birden oynar. Doğum sırasında rahmin kasılmasını tetiklemek ve annenin yeni doğan bebeğine bağlanmasına yardım etmek bu rollerden bazılarıdır. Ama aynı zamanda, hem erkeğin, hem de kadının tahrik olması sırasında salgılanır. Dokunma ve okşamalar sırasında hormon seviyesi yükselir. Her iki cinste de hormon seviyesi orgazm sırasında doruğa çıkar. Östrojenin her nasılsa kadınlarda orgazm sonrasında oksitosinin etkisini kuvvetlendirdiğine inanılmaktadır. Bu yüzden çoğu kadın bu noktada sevecenleşmekte, eşine sokulmak istemekte ve onunla arasında kuvvetli bir duygusal bağ hissetmektedir. Öte yandan, erkekler orgazm sonrasında çoğunlukla sadece uyumak istemektedir ve bunun sebebi belki de orgazmdan sonra testosteronun oksitosinin bağlayıcı etkilerini önlemesidir. insan psikolojisine yönelik olarak yapılan bir araştırmada, kadınların kendilerine başka kadınlar tarafından da beğenildiği söylenen erkeklerle çıkma eğiliminde oldukları anlaşılmıştır.
Çılgınca Âşık Olmanın Kimyası
Çılgınca Âşık Olmanın Kimyası İki insan birbirlerinin kokusunu alıp aşık olunca, tutkunun dorukta olduğu (bir buçuk ila üç yıl kadar süren) bir dönem geçirirler. Limbik sisteminizdeki sinir hücrelerine feniletilamin pompalandığında kendinizi coşkulu, enerji dolu ve bazen de aşırı derecede mutlu hissedersiniz. Feniletilamin sadece aşk sarhoşluğu yaşayan çiftlerin limbik sisteminde bulunmaz, başka tür yoğun deneyimlere de eşlik eder. Paraşütçülerin beyninde feniletilamin üretimi serbest düşüş sırasında iyice hızlanır; paraşütçüler bu deneyimi büyük neşe ve zindelik veren bir olay olarak tanımlamaktadırlar. Evrimci psikolog Helen Fisher kime, ne zaman, nerede âşık olacağımızı muhtemelen kültürümüzün belirlediğini savunmaktadır, ama aşık olurken kendimizi nasıl hissedeceğimizi söyleyen şey kuşkusuz belindeki feniletilamin düzeyidir. Çılgınca âşık olmanın kimyası binlerce yıllık evrim süreci içerisinde gelişmiş olmalıdır. Hem gizli yumurtlama hem de iç döllenme muhtemelen kadının eşinin tüm bir ay boyunca dikkatli olmasını sağlamak için evrilmiş mekanizmalardır. Kadının erkek tarafından terk edilmesi ve dolayısıyla da erkeğin başka kadınlarla ilişki kurması riskini azaltırlar. Bu iki özellik belki de insan kültüründe tekeşlilik eğiliminin başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Bizi kıskanç yapan da yine bu özelliklerdir.
Otomobil motoru gibi insan beyni de, eğer iyi çalışması isteniyorsa, soğutulmalıdır. Eğer bir hayvanın beyni iyi çalışmıyorsa, beynin kontrol ettiği vücut da iyi çalışmayacaktır. O halde, beyinleri aşırı ısınan canlı türleri, doğada yoğun bir rekabet yaşandığı için, tükenmeye mahkumdur. Bu avantjı yaratmış olabilecek evrimsel gelişme, başın içinde, ısının daha iyi dağıhlmasına olanak tanıyan daha yoğun bir emiser damar ağının oluşmasıydı. Bu da daha büyük beyinlerin evrilmesine ve Homo sapiens'in egemenlik kurmasına imkan ver- miş olabilir. Bazı okurlar erkeklerde görülen kelliğin soğutma işleminin verimini büyük ölçüde arhrdığı ve böylece insan beyninin büyümesine zemin hazırladığı fikrini ilginç bulabilir (kadınlar için üzgünüm).
565 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.