İnsanların bir yere yetişmek için koşturduğu, oturup başkalarının halini bile sormaya vakit bulamadığı bu garip hız çağında, sözü ve sohbeti dinlenen, dizinin dibinde güven içerisinde deryalara dalacağınız naif bir muhabbet adamıdır o.
"Rabbim ilmimi arttır" kutlu kelamını yorumlayan büyük alimler, buradaki peygamberlere has ilmin "ümitlilik ilmi" olduğunu söylüyorlar. İnsan alemde ümit ettiği müddetçe yaşayabiliyor. Diriliş müjdeleri hep ümide açılan birkaç kapısı birden bulunan yüreklerden geliyor.
Hayatımızı saman tadında, lezzetsiz an parçacıklarına dönüştüren şey, "hayret duygusu" nun kaybedilişidir, diyor derin iç hastalıklarının doygun ruhlu uzmanları. Bu teşhisi çok önemsiyor kalbim. Göklerle gelen şaka ve sürprizlere hayretle mukabele etmeyi unutalı beri, sarmal ilahi neşeden de payımızı alamıyoruz yeterince. Var olmanın dayanılmaz cilveleri okşamıyor gönlümüzü. Tebessümlerimize sinmiyor "hikmetli olan" ın önce kabul edilip sonra anlaşılan ince dokunuşları... Eskilerde "hayret" azim bir makam iken, şimdilerde hiçbir şeye şaşıracak kadar dinginliği olmayan bir kanıksamışlık hüküm sürüyor adeta yetim ruhumuzda.
'Bir iş dıyk oldukta celb eder. (Bir iş en daraldığı anda genişler.)
'Meşekkat teysîri celb eder. ( Zorluk kolaylığı çeker. )
'Kim bir şeyi vaktinden evvel isti'cal eyler ise mahrumiyetle muâteb olur. (Bir işin vaktinden önce olması için acele eden, o işin olamamsıyla cezalandırılır. )