Aşk probleminin tatmini için iki kişiden her birinin kendisini tamamıyla unutması ve iki kişinin bir tek varlığı yapıyorlarmış gibi,kendisini bütün bütün başkasına vermesi gerekmektedir.
Yaşamın bütün sorunlarını çok uzun zamandan beri bu üç probleme bağlamayı düşünüyorum: sosyal yaşam, aşk, çalışma. Bunların hepsi geçici bir problem olmayıp, devamlılık gösteren bir biçimde karşımıza zorlayan isteklerde bulunarak kaçınılmayan bir sona varmaktadır. Bu problemlere karşı olan tavrımız bizim kendi yaşam tarzımıza göre verdiğimiz bir yanıt şeklinde ortaya çıkmaktadır ki bundan şüphe yoktur. Bu sorunların üçü de birbirlerini sımsıkı iplerle bağlanmış durumdadır. Çözümleri için yeterli bir sosyal duyguyu zorunlu kılmaktadır. Her insanın yaşam tarzının bu üç problem karşısındaki tavrında az veya çok bir açıklıkla yansıdığını kolaylıkla görebiliriz. Bu yansıma sorunlar halen onu ilgilendirdikleri ölçüde açıklık kazanır. Bunlar dünyadaki hayatımızın bizi karşı karşıya getirdiği sorunlardır. İnsan bu dünyanın eseridir. Dünyanın geri kalan kısmı ile ilişkilerini ancak topluluğa katılması, kendine sağladığı maddi ve manevi yardım, iş bölümü, gösterilen çaba ve türün yayılması sayesinde kurmuş ve geliştirmiştir. Bunun için insan oluşu boyunca vücut ve ruh bakımından gelişimini sağlamak amacıyla kendisini geliştirmiştir.