Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi

İnsan Ruhuna Yöneliş

Carl Gustav Jung

İnsan Ruhuna Yöneliş Gönderileri

İnsan Ruhuna Yöneliş kitaplarını, İnsan Ruhuna Yöneliş sözleri ve alıntılarını, İnsan Ruhuna Yöneliş yazarlarını, İnsan Ruhuna Yöneliş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
280 syf.
10/10 puan verdi
Bilinçaltının ruhumuzda yarattığı yankılar, davranışlarımıza nasıl yandığı Jung'un anlatımıyla mükemmel bir eser. Düşlerin etkisinin anlatıldığı belirli semboller yardımıyla rüya analizinin yapıldığı kısımda akıcı gelmedi sadece bana.
İnsan Ruhuna Yöneliş
İnsan Ruhuna YönelişCarl Gustav Jung · Say Yayınları · 2018566 okunma
Bedensel keyifsizlik ruhsal durumun gözle görülür açıklamasıdır.
Reklam
İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmıştır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi, halkları da korkutan en büyük tehlike, psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate almaksızın tek bilinçle, ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır. Bunun sonucu olarak insan için en büyük tehlike, bilinçaltı etkilerin biriktiği kitleden kaynaklanır ve bilincin akılcı direnmelerini susturur. Her kitle örgütü, dinamit yığınından farksız gizli bir tehlike oluşturur. Çünkü buradan, kimsenin istemediği ve hiç kimsenin de engelleyemeyeceği etkiler yayılır! Bu nedenle psikolojinin ve onun bilgilerinin, buluşlarının yaygınlaşması ve böylelikle insanların başları üzerinde dolaşan büyük tehlikelerin nereden kaynaklandığını öğrenmeleri gerekir. İnsanların, modern savaşlar olarak beliren büyük yıkımlardan kendilerini korumaları herkesin tepeden tırnağa silahlanmasıyla olmaz! Silah yığınları savaşları gerekli gösterir! Gelecekte, bilinç setlerini yıkıp kurtularak dünyayı tehlikelere sürükleyen bilinçaltının yarattığı koşulları yok etmek, daha yeğlenir bir durum değil midir?
İlkeli sanatta usta kılan, bilinçaltının sesine kulak vermesidir.
Histeri
Hekimlere bu bir "histeri" dedim. Yaşama nedenlerinden birinin yok olması, hastada belirli bir yerdeki enerji bölünmesine yol açmıştı. Bu da, nedeni anlaşılmayan sıkıntıları ortaya çıkar. mıştı. Hasta, yaşlı dul kadın, bir başka kadın için giden oğlunun hastalığına neden olduğunu bilemezdi; oysa içinde bir şeyler baş- kaldırıyordu: Sevgili oğlum beni bırakıp gidiyor, ikinci kez dul kalıyorum; sıkıntıları, çığlıkları hep bundandı; hasta, durumunu kendine açıklayamıyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
İnsan günahını kabullenirse onunla birlikte yaşayabilir, oysa bundan kaçmak sayısız dertler doğurur.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Gerçeklerin karşısına uykunuzu kaçıran, neşenizi bozan öznel düşlerle değil, elle tutulur gerçeklerle çıkmak gerekir. Kuşkusuz, düşlerle yapı yapılmaz, vergiler ödenmez, savaş kazanılmaz ve dünyadaki sıkıntılar yok edilemez.
İşlerinizin çeşitliliği nedeniyle aşırı bitkinlik. Ticari, kişisel ve insani sorumluluklarınız çokluğu ve karmaşıklığı sizin aklınızı başınızdan almış. Modern ve Avrupa düşüncesinin özgün temsilcisi olan Ivar Kreuger'e benziyorsunuz. İnanın dostum, kötü durumdasınız.
Ruhun zedelenmesi, bizde olduğu gibi, ilkel insanda da töreye ters düşen, hastalık belirtisi bir olaydı. Biz bunları iç çatışma, nevroz, çıldırma diye adlandırıyoruz. Tevrat'taki Yaratılış bölmünde, Cennet simgesi içinde yer alan bitkiler, hayvanlar, insanlar ve tanrılar arasındaki tam ve bütün uyum, boş yere anlatılmamıştır, ruhsal oluşumun en başında, bilincin başlangıç noktasında kaçınılmaz günahtan söz etmek rasgele değildir. "İyiyi ve kötüyü tanıyarak tanrılar gibi olacaksınız." İlkel düşünce için günah işlemek, nesnelerin ve evrenin belli belirsiz bilinciyle oluşmuş kökensel gecenin kutsal birliği olan Yasayı bozmak demekti. Bireyin birliğe şeytanca başkaldırışıydı. Uyuma karşı gerçekleşmiş uyumsuzluğun düşmanca tavrı, evrensel bütünlüğün dağılması demekti. Bu nedenle kutsal lanette şöyle denir: "Seninle karın, geçmişinle geleceğin arasına benzeşmezlik koyacağım: bu senin kafanı ezecek, sen ise ancak onu topuğundan yaralayacaksın."
Kaç kez bir hastanın "Varoluşumun anlamını ve amacını bir bilebilsem sinirsel sıkıntılarımdan da kurtulurdum!" diye bağırdığını duymuşumdur. Zengin ya da yoksul, evli ya da bekar, ne durumda olursa olsun burada önem kazanan, yaşama bir anlam verilmiş olmasıdır.
Reklam
nevroz
tatil parasını nereden sağladığını sorduğumda ortaya, kendisini seven ve gerekli parayı günlük yiyeceğinden kısarak biriktiren yoksul bir öğretmen hanım çıktı. Nevrozunun nedeni bu ahlakdışı davranışında yatıyordu.
Aslında, ürkütücü ölçülerde bilinçaltı ruhumuzun işlevine, onun güçlerine ve güçsüzlüklerine bağlıyızdır.
Dünyanın en akıllı insanı bile, tüm isteğine karşın, tek başına, kapıldığı düşüncelerden kendini kurtarmayı başaramaz.
. Başkalarında bizi rahatsız eden her şey kendimizi anlamamıza yol açabilir. . . .
Üstün bir zeka tümüyle aydınlık değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.