Ahlâk ve iyilik duygusu âdeta sökülüp alınıyor insandan. Amaçsız, hırsı herşeyi kuşatan ya da hırsıh her şeyi örten bir varlık kalıyor geride. İnsanın yalnızlaşması, başkalarına yabancılaşması da acı içeriyor. En acısı, insanın anlamına yabancılaşması, amaçlarına yabancılaşması, sevgiye, sevmeye, sevilmeye ve kalbine yabancılaşması, vicdanından sürülmesi, insanın insana çağrısının bitmesi, içi sesinin susması...
Mücadele yeniden şekilleniyor, insanın merkeze gelme mücadelesi, ahlâkı, iyiyi, güzeli ve gerçeği yansıtma mücadelesi. Şimdi, ilk mağlubiyeti yaşamış insanın, insanlığın yeniden inşası için heyecanlanmaya, sürgündeki 'saf vicdanını' pratik hayata çağırmaya ihtiyacı var...
İnsana Yeniden Çağrı'da biraraya gelen metinlerin her biri 'anlam ve hayata dair' bir arayışı dillendiriyorlar ki, 'öteki insanın' vicdanıyla buluşmasına, sürgünün bitiş düşünü kurmasına mütevazî bir katkı olsun diye sunuyorum....