"Nokta" Yazıları

İnsana Yolculuk

Cengiz Güleç

İnsana Yolculuk Posts

You can find İnsana Yolculuk books, İnsana Yolculuk quotes and quotes, İnsana Yolculuk authors, İnsana Yolculuk reviews and reviews on 1000Kitap.
·
Not rated
Bireysel özgürlüklerini yaşantısal deneyimlere vura vura sınamak ve adım adım ter dökerek geliştirmek yerine, başkalarından ödünç alınmış yaşam haritaları,ahlak öğütleri, siyasi rehberler ve güvenceli bir gelecek arayanlar gerçek bir yaşam ustası olamazlar.
İnsana Yolculuk
İnsana YolculukCengiz Güleç · HYB Yayıncılık · 20025 okunma
Yaşamın anlamını bulmuş kişilerde görmeye alışık olduğumuz şimdi ve burada yaşamak ilkesi, bugününü gelecek tasarımları uğruna bozuk para gibi harcayan ya da geçmişin yarattığı benlik takıntılarından kurtulup bugüne odaklanamayanların bir türlü kavrayamadıkları bir gerçektir. Psikanalizin kurucusu Freudun da dediği gibi sağlıklı yaşamın temel öğeleri; sevmek, çalışmak ve gülmektir. Bunlara bir de yaşamda varolan paradokslarla baş etmeyi ekleyebiliriz.
Reklam
Dine şiddet üzerinde tasarruf hakkı veren ikinci olgu Evren’de varolan kaotik yapı üzerinde düzenleyicilik iddiasıdır. Nerede, kimle ve nasıl bir şeyle karşılaşacağımızı bilmediğimiz ve bir türlü kestiremediğimiz bir Evren’de insanoğlu yaşamaz. İnsan aklı bu karmaşık kargaşayı algılamak suretiyle kendine varoluşsal dayanak noktaları yaratır. Her dinsel sistemin, kargaşadan düzene geçişte kendisine egemen bir rol yükleyen bir kosmogonisi vardır. Çoğu dinler ve inanç sistemleri düzenin sürekliliğini ve kavranabilirliğini ibadet ve ayinlerin kusursuz bir biçimde yerine getirilmesine bağlar. En azından bunu telkin eder. İnananların çoğalması ve inanmayanların ortadan kaldırılması hiç değilse etkisiz kılınmasıyla bu ilahi düzenin sonsuza kadar süreceği varsayımına dayanarak dinsel amaçlı başlı ve şiddet uygulamayı kurumsallaşmış tüm dinler meşru görür.
Geleneksel ataerkil ve otorite merkezli yetiştirme tarzımızın bir başka olumsuz sonucu girişim yetersizliğidir. Yeni tasarılara yüreklice girişemeyen, üstlendiği işi sonuna kadar götüremeyen, dirençsiz, edilgen, çekingen ve çeşitli cinsel korkuları olan ya da aklı gereğinden çok cinsel konulara takılı gençler yetiştiriyoruz. Sonuç olarak diyebiliriz ki otorite kültürünün bu denli başat olduğu toplumda demokratikleşme çabalarının sancısız ilerlemesi mümkün değildir. Evrensel demokratik değer ben normların, ülkemizde de egemen olmasını savunan kişi ve grupların, otoriter eğilimli kişi ve gruplarca tehdit olarak algılanması ve bu yöndeki ilerlemelerin dış kaynaklı düşman güçlerce hazırlandığının ve dayatıldığını iddia edilmesi ve bu söylemin oldukça geniş bir toplumsal taban bulması şaşırtıcı değil...
Otoriteye boyun eğme davranışı, psikanalitik kurama göre, otoriter saldırganlıkla yakından ilişkilidir. Erken çocukluk döneminden kaynaklanan ana babaya yönelik saldırganlık dürtülerinin bilinçdışına bastırılması sonucu, doyurulmamış öfke ve düşmanlık duyguları, erişkin yaşamda mensubu olduğu ülkenin ulusal liderine, benimsediği siyasi parti başkanlarına, kapalı ve yasadışı hareketlerin öncü kişilerine, manevi kişiliğini koşulsuz-sorgusuz emanet ettiği mistik-dinsel örgütlerdeki inanç önderlerine ve bunun gibi türlü türlü otorite figürlerine abartılı bir saygı ve boyun eğme biçiminde aktarılır.
Çocukları aracılığıyla varoluşlarına bit dayanak bulan ana babaların çocukların evden kopmasıyla derin bir ruhsal çöküntüye girdiklerimi ve bu “asi”, “nankör” çocuklara suçluluk aşılayacak türden sitem ve tacizde bulunduklarını görmekteyiz.
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.