Kimse bir şeyi yaşamadan tecrübe edemez ya da yeni bir nesnenin hangi duyunun veya duygunun kilidini açacağını tahmin edemez tıpkı yarın tanışacağı birinin yüzünü bugünden çizemeyeceği gibi.
Bir haksızlık görünce öfkelenmeden, belagati güçlü olan birini işitmeden, ulusal bir sevinçle ya da tehlike yüzünden binlerce kişiyle nabzı aynı anda atmadan kim kendisini tanıyabilir?
Bir akıl kendi düşünceleri üzerine yıllarca kafa yorabilir ancak kendisine dair, aşktan kaynaklı bir tutkunun bir günde öğretebileceği şeyi öğrenemeyebilir.