“Huzurun kaynaklarından birisi şükran hissimizi geliştirmektir. Şükran duymak yaşamdaki olumlu durumlara odaklanmak, küçük şeylerle mutlu olmayı bilmek, kendi sahip olduklarımızın farkında olmak ve bunlar için şükretmek, şükran duygularımızı ifade etmek, diğer insanların bizim için yaptıklarının farkında olmak ve onlara teşekkür etmeyi bilmek, mahrumiyet ve eksiklik yerine sahip olduklarımızın kıymetini bilmek gibi boyutlardan oluşan genel bir yaşam yönelimidir.”
Çoğumuzun hikayesi bu; Hayatı ya kendi gerçek potansiyelimizi keşfedemeden ya bu potansiyelin farkında olup onu kullanamadan ya da potansiyeli hep yanlış yerde kullanarak tüketiyoruz..
Her şeyi kendimizle ilgili düşünmek zorunda değiliz. Sürekli spot ışıklarının altındaymışız ve her şey sadece bizi gösteriyormuş gibi düşünmek yorucu ve yıpratıcıdır.
"Çünkü dilden dökülen boğazın aşağısından gelmiyorsa, gönülden dökülmüyorsa ne kadar etkileyici ve süslü ifadeler olursa olsun içimizde bir yere dokunmaz. Kalpten gelmeyen bir söz kulaktan aşağıya inmez."
“Mutluluk meselesi söz konusu olunca yanlış yerde yanlış şeyi aramak insanın sadece trajedisini derinleştiriyor. Büyük umutlarla çıkılan mutluluk arayışı çoğu zaman anlamsızlıkla, öğrenilmiş çaresizlikle, hayatın gerçeklerine sert bir çarpmayla, derin bir can sıkıntısıyla ve kimi zamanda ölüme kadar götüren bir bağımlılık süreci ile sonuçlanıyor. Hazzı artırma, acıyı, zorlukları ve engelleri ısrarla hayatın dışında tutma beklentisi insanı tatmin etmeye yetmiyor. Hedonist adaptasyon süreci ile insan başta kendisine inanılmaz haz yaşatan şeye alışıyor ve ilk zamanlarda çok farklı hisler yaşatan nesneler bir süre sonra eski tadı vermemeye başlıyor.”
Huzur dili yormamaktır. Sözü kıymetli bir cevher bilmek, onu sadece gerektiğinde kullanmak ve her koşulda en güzel haliyle ifade etmektir. Sözü çoğaltıp anlamsızlaştırmamak, yükseltip çirkinleştirmemek ve kirletip değersizleştirmemektir.