İnancından ötürü kimseyi hor görmemelisin. Çünkü senin neye inandığın kesinlikle sana bağlı değildir. Her inancı safiyane ve düşmanlık duymadan karşılamalısın. Ancak o zaman, inancın doğasına varabileceğine ilişkin, zayıf da olsa bir umut besleyebilirsin.
İnsanlar kendileri hakkında hiçbir zaman, yaşadığımız bu "ruhbilim çağı"ındaki kadar az bilgi sahibi olmadılar. İnsanlar rahat duramıyorlar. Kendi değişimlerinden kaçmaktalar. Bu değişimleri beklemiyor, önceliyorlar, olabileceklerinden başka her şey olmayı yeğliyorlar.
Otomobille kendi ruh manzaraları boyunca gidiyorlar, ve yalnızca benzin istasyonlarında mola verdiklerinden, bu istasyonlardan oluştuklarına inanıyorlar.
Bazen kendinden nefret etmek, iyidir, ama çok sık değil: çünkü aksi takdirde insan bu kendine duyduğu nefreti dengeleyebilmek için yeniden başkalarından çok fazla nefret etmek ihtiyacını duyar.
‘’İnsanlar kendileri hakkında hiçbir zaman, yaşadığımız bu “ruhbilim çağı”ndaki kadar az bilgi sahibi olmadılar. İnsanlar rahat duramıyorlar. Kendi değişimlerinden kaçmaktalar. Bu değişimleri beklemiyorlar, önceliyorlar, olabileceklerinden başka her şey olmayı yeğliyorlar.”