İntibah
Namık Kemalİntibah Reviews
You can find İntibah reviews, İntibah book reviews, İntibah ratings on 1000Kitap.Score
7.8Out of 10
Türk tarihin ilk ededi romanı olmakla beraber şahane bir eser.
Okuyucu çok güzel bir hikaye bekliyor olmakla beraber hikayedeki Ali Bey'in başına gelenlerle kahr olacaksınız.
Hayatının baharında verdiği yanlış kararlarla gençliğinin heba olmasını okuyacaksınız.
Ben okurken çok etkilendim, eminim ki sizlerde çok beğenerek okuyacaksınız.
Kötü biten hikayeler beni oldum olası üzer ama yinede harika bir kitap olduğunu belirtmek istiyorum.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim.
Ey aşk nelere kadirsin!!
Kitaptan kısa kesitlerim
Acaba, insanın içini dışına çevirseler,vicdanıyla yanlız kaldığında kurduğu hülyalar gözüne çirkin görünür mü?
Sevdiğini üzmemek için, doğruyu gizleme! Çünkü bir zaman gelir ki, sevdiğin o gizli şeyi haber alır ve korktuğundan daha çok üzülür."
İnsan her adımını, mezardan uzaklaşmak için atar .Yine her adımda,mezara bir adım daha yaklaşır.( Nitekim her soluğu,, hayatını uzatmak için alır.Yine her solukta, hayatın da bir solukluk zamanı azalır!...)
Kitaptan alıntı yaparak başlamak istiyorum :
" Halka söylemekten utanacağın bir şeyi yapmaktan nasıl utanmazsın? Sen herkesten alçak mısın ki, yaptığın bir şeyi ötekinin berikinin bilmesinden utanıyorsun da yalnızca sen bildiğinde utanmıyorsun?" derdi. Bir keresinde de " Sevdiğini üzmemek için, doğruyu gizleme! Çünkü bir zaman gelir ki, sevdiğin o gizli şeyi haber alır ve korktuğundan daha fazla üzülür. " demişti.
Kitaptan herkes kendi hayatına dair dersler çıkarabilir. Kitabın sonuna gelmek için sabırsızlandım adeta eski Türk filmleri gibiydi.. Benim bu kitaptan aldığım dersler ne olursa olsun başkalarına açıklayamayacağın açıklamaktan utanacağın hareketlerde bulunma ne olursa olsun kendi doğrunda şaşma ve hayatında değer verdiğin insana güven güvenmesen bile önce onun açıklama yapmasına izin ver izin verki pişmanlığa kapılma son pişmanlık fayda etmez cümlesinin somut hali bu kitap kesinlikle tavsiye ederim.
Kitabın edebi yönü için herhangi bi yorum yapmak haddime değil, zaten ilk 4 yapraktaki İstanbul anlatımı bile, kalemin gücünü gösteriyor. Ancak Mahpeyker fahişe olduğu için onun yılan, şeytan (onun hissettiği asla aşk olamaz ki zaten Ali’yi sürekli yanında istemesinin sebebine yüksek şehvet denilmiş) ve farklı davranmak için şansı bile olmayan Dilaşup’un ay yüzlü namuslu! gibi onlarca sıfatla süslenerek sürekli “namus” (sanki sadece kadınlara özgüymüş gibi) kavramının üzerine basılıp durulduğu, sonlarına doğru artık zorla okuyup bitirdiğim ve keşke hiç elime almasaydım dediğim kitap! Namık Kemal’inki kadar dümdüz bi beynim (ve tabii at gözlüklerim) olacağına hiç olmamasını tercih ederdim. ️Hakan Günday’ın AZ ından sonra daha da vakit kaybı geldi
İntibah
Ali bir aşk tercihi yapıp Mehpeyker'i sever bu ilişki daha sonra tüm hayatını olumsuz etkiler. Aşk ta bir seçim hele ki dış görünüşe bakarak sevmek tanımaya çalışmadan annesine danışmadan yaptığı bir seçim...ne kadar iyi olabilir? Ali için Mehpeyker'i gerçek yüzüyle bir an düşünmek ondan tamamen vazgeçmeye yetti. Sonrasında annesinin çok sevdiği cariye diye alıp oğluna gelin diye düşündüğü Dilaşub(temiz kalpli iyi bi kız) ile evlendi, mutlu oldu. Öte yandan Mehpeyker Ali'nin peşini bırakır mı? Kıskançlığından Dilaşub'a namus iftirası attı. Ali ise bu oyuna geldi ve Dilaşub'u göndertti sattırdı, Mehpeyker satın aldı Dilaşub'u.Ali en sonunda her şeyi öğrenmiş olsa da iş işten geçmiş Dilaşub ölmüş, Ali Meypeyker'i öldürmüş ve hapse girmişti. Kitaptan çıkardığım ders; ilişkilerini kimle kurduğuna dikkat et hayatına dönüşür, aile rızası eş seçiminde önemlidir. Kaliteli samimi temiz pırlanta gibi insanlarla vaktini geçir.
Babasıysa dünyada,hem en büyük olgunlukların
Hem de en büyük eksikliklerin nedeni olan bu inatçılık huyunu çocuğunun doğasından çıkarmaya imkân göremediği için, o eğilimleri hep eğitime ve düzeltme yoluna giderek oğlunu
Bu hâlden kurtarmaya çalışırdı.
-Ali bey, babasının sağlığında ve hele on dört on beş yaşına girdikten sonra, âlemde öğrenmekten başka önemsenecek, istenecek bir şey bulamaz olmuştu. Dünyayı unuturcasina uğraştığı birşey varsa, o da dersleriydi. Bir küçük amaç için büyük özveri
Göstermek gerekse, kopyası pek az olan bazı kitapları, değerinin kırk elli kat fazlasına alıyordu. Hastalanırsa, herhangi bir şey için bahse girip de bahiste yenildiği için hastalanırdı. Ağlarsa, okuduğu şeylerde zor bir
Soruna rastlayıp da çözemediğinden ağlardı.